Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
RÖPORTAJ
Yepyeni Bir Online Dizi: Ayla Karaca

 

Ayla Karaca kimdir?

Ezgi Ay: Ayla, 25 yaşında, Edebiyat mezunu, öğretmen olmak için evde bekleyen genç bir kadın. Hayatla pek çok derdi olan ve bunu dillendirirken kendine herhangi bir oto sansür uygulamayan bir karakter.

Peki, Ezgi Ay kimdir?

Ezgi  Ay: Mersin’liyim. 27 yaşındayım. Üniversite için 2007’de İstanbul’a geldim. Konservatuara gitmeme izin vermeyen aileme inat Boğaziçi Üniversitesi’nde Felsefe bölümünü kazandım. Bölüme kaydımı yaptırdıktan sonra ilk yaptığım, tiyatro kulübüne kaydolmak oldu. Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları ana dal, arada gittiğim felsefe dersleriyse yan daldı bir nevi. Evren ile film sertifikası için aldığımız film derslerinde tanıştık, arkadaş olduk. O da felsefede okuyormuş meğerse, ikimiz de nadir gittiğimiz için felsefe derslerine, tanışmak film derslerine nasip oldu. Mezun olduktan sonra, merak ettiğim kamera oyunculuğunu deneme fırsatı elime geçti kısa filmlerle. Evren 2013 yılında ilk uzun metrajını çekti; Yola Çıkmak. Ben de bu filmde Aylin adlı iki çocuklu başörtülü evli bir kadını oynadım. Film, 2014’te Altın Koza Film Festivali’nde prömiyer yaptı. Haziran başında vizyona girmesi planlanıyor. Birkaç ay evvel Ayla’nın ilk bölümlerini gösterdi Evren bana. “Sen oynayacaksın,” dedi. Başta Ayla’yı başkasının oynamasına ikna etmeye çalıştım Evren’i, içten içe oynamak istesem de. Komedi oynamaya alışık olmayışımdan dolayı biraz çekindim açıkçası. Zor bir karakterdi. Prova aldık birkaç hafta ilk altı-yedi bölüm üzerinden. Karakteri oturtmaya çalıştık. Sonra çekimler başladı. İlk videoyu Youtube’a koymadan önce bir ateş, ter basmadı değil. Yaptığımız hiçbir iş bu kadar geniş kitlelere ulaşabilme potansiyeli olan bir platformda yayınlanmamıştı ve eleştiriye hiç bu kadar açıktan maruz kalmamıştı. İnsan korkuyor tabii başta, bütün like, comment, thums up, down'lar ile. Sonra alıştık galiba. İnsanlar da bize, beyazlarıma alıştılar. Artık saçını boya diyen pek yok.

Ayla Karaca karakteri, fikri nasıl doğdu?

Evren Erdem: Asıl amaç internet için bir komedi dizisi yaratmaktı. Ayla'yı ilk yazdığımda ne düşündüğümü hatırlamıyorum ama amaç tam anlamıyla sıradan ve bu zamana ait bir kadının insanlarla ilişkileri üzerine hikayeler yazmaktı, böylece Ayla Karaca ortaya çıktı. İnsanlar seyrettikten sonra Ayla'yı sıklıkla Atilla Atalay'ın müthiş eseri Sıdıka'ya benzettiler. Ben bir Sıdıka hayranı olarak arada çok benzerlik kuramıyorum ama Ayla'nın Sıdıka'ya benzetilmesine sadece memnun olabilirim. Çünkü bence Sıdıka hikayelerinin ve sonrasında çekilen dizinin çok üst düzey bir mizahı vardır, Ayla'nın henüz o seviyeye yaklaşabildiğini düşünmüyorum.

Ayla’nın yazım sürecinden bahseder misin?

Evren Erdem: Ayla yazılırken her zaman tek bir başlangıç noktası oluyor, bu nokta fasulye ayıklamak, Salacak'ta yürümek gibi bir sürü insanın her gün deneyimlediği sıradan olaylar oluyor. Senaryonun ilk taslaklarındaki notlar hep şu şekildedir, Ayla bulaşık yıkar, Ayla çamaşır asar vs. Biz artık biliyoruz ki Ayla ne yaparsa yapsın, o işteki sorunlu noktayı görecek ve bu noktayı mümkün olduğu kadar kaşıyacak sonra kendi istediğine göre yontacak. Örneğin fasulye ayıklamak birçok kadın için günlük rutinin bir parçası olabilir ama Ayla için bu durum kadın erkek arasındaki hiyerarşinin ya da toplumsal kabulün resmedilmesidir. Ama burada unutulmaması gereken, Ayla bu doğru çıkarıma kadın erkek eşitliğini en azından mikro düzeyde sağlamak için ulaşmaz, onun dinamiği genelde kendi tembelliği ya da basit anlamda rahatının bozulmasıdır. Bu açıdan Ayla var olanı değiştiren bir kahraman değil var olanı kendine göre yontmaya çalışan bir anti-kahramandır. Bu sebeple söylemde sıklıkla doğru yerlere parmak bassa da eylemde oldukça geri kalır; ilişkileri, olguları yıkıp yeniden inşa etmez, bunları sadece yıkar, kavramların altını boşaltarak temelsiz hale getirir. Bu aşamadan sonra kavramların anlamsızlaşmasından başka seçenek kalmaz. Bunları Ayla'nın hareket alanını tanımlamak için söylüyorum, bu hareket alanını tanımladıktan sonra Ayla'yı yazmak zor bir iş olmaktan çıkıyor, geriye sadece Ayla'yı her bölüm değişik bir olayın ortasına bırakmak kalıyor.

Online platformlarda yayımlanan diziler ile diğer işlerin yönetmenliği arasında bir fark var mı?

Evren Erdem: Tam anlamıyla bir karşılaştırma yapmak zor. Ben online platformlar konusunda çok tecrübeli değilim ama herhangi bir platform için içerik üretirken bu içeriğin kalitesinin bir noktada bütçelere dayandığını belirtmek gerekir. Bildiğim kadarıyla internette üretilen içerikler için bütçeler şu an çok cüzi miktarlarda, bu en büyük işler için bile böyle. Bir yönetmenin hareket alanı aslında bütçelerden oldukça fazla etkilenir, örneğin Ayla'nın aslında tek oyuncu performansı üzerine kurulu olması bir anlatı tercihi değil, bir bütçe tercihidir. Bu çapta bir proje için her bölüm Ezgi kadar iyi bir oyuncu Ezgi'ye eşlik edemeyeceğinden diğer oyuncuları mümkün olduğu kadar göstermemeyi, hatta çoğu zaman bu oyuncuların seslerini dahi duymamayı tercih ettik. Ters taraftan bir anlatı kurmak ve oyunculardan istediğiniz performansı almak yaptığınız iş neresi için olursa olsun, hangi teknik ekipmanlarla olursa olsun, çok da değişen unsurlar değil. Örneğin yaptığınız işe uygunsa hiç ışık kurmadan bir cep telefonunun kamerası ile çekim yapabilirsiniz, doğru ışık değerlerine ulaşamayabilirsiniz ama güzel kompozisyonlar kurabilirsiniz; ya da yeteri kadar süre çalışarak hiç oyunculuk tecrübesi olmayan insanlardan müthiş performanslar alabilirsiniz, sinema tarihi böyle performanslarla doludur.

Bundan sonra ne gibi planlarınız var?

Evren Erdem: Ayla Karaca TV projesi olarak görüşülmekte.


  • 02/06/2015 05:00
    Kültigin Kağan Akbulut
1 2
YORUMLAR



DİĞER RÖPORTAJLAR