Girişimci olmak beraberinde kaybetme riskini de getiriyor elbette. Saul da ilk başta bundan payını alıyor. Ama aynı zamanda voliyi vurma şansınız da var. Bu ise şanstan çok sebat etmek, direnmek, kararlılık, ve karakterin gücüyle ilgili. Saul, hayır cevabını kabul etmeyen bir adam. Ve özgüveni son derece yüksek. Gözünü dört açıp, çok çalışmasının yanı sıra, işinin bir parçası olarak kimi zaman alavere dalavere de yapması gerekiyor. Yine de tüm bunları yaparken, saldırgan bir tutumdan uzak olmaya dikkat ediyor. Karşısındakine son derece olumlu ve yapıcı yaklaşan, neredeyse hep “evet”le yanıtlayan bir adam. Evet, yaparım. Konu, miras hukuku mu? Tabii ki öğrenirim. Evet,mümkün.
James McGill ya da nam-ı diğer Saul, Çinliler tarafından işletilen bir güzellik salonunun arka odasına kurduğu ofisiyle, her tarafı dökülen külüstür arabasıyla, kaçık abisi, kendisi gibi avukat olan Kim’e olan aşkıyla çok gerçek ve sevilesi bir karakter. James, bu sezon hala doğru olanı yapmak için çabalıyor. Ama biliyoruz ki, tıpkı Walter White gibi onun da bir kırılma noktası var. İlerleyen bölümlerde yolunu nasıl bulacağını izlemek için sabırsızlanıyorum.