Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Etrafımız sarılmış durumda
 
“Batman’den önce Gotham vardı.” – Cümle eskidi.
 
 
Geçtiğimiz yazıdan, pardon haftadan bu zamana kadar eskisiyle yenisiyle karşımıza gelen yine bir sürü dizi oldu. Abartmıyorum, 35’ten fazlalar ve düşünün daha bunun ‘az’ ufak versiyonu da Ekim’de gelecek. Bu kadar bolluktan sezon sonuna umarım… neyse neyin çıkıp çıkmayacağını bırakıp geleyim neler olmuş ona:

Geçtiğimiz hafta içinde ‘TV’de’ yeni dizilerden sırasıyla Gotham, Scorpion, NCIS: New OrleansForever, Black-ish ve How to Get Away with Murder başlayıverdi. The Mysteries of Laura da ikinci bölümüyle asıl saatinde yayınlandı. Bunlardan sanırım sezonun en bekleneni olan Gotham, karşısında The Big Bang Theory, en bol reytingli yarışma The Voice ve dahası Dancing with the Stars varken güzel bir başlangıç yaptı. Harika desek ayıp olabilir ama FOX gibi bir kanala şimdilik yeter de artar bile. Peki dizi? Bence o da reytingi oranında güzel bir dizi olmuş.

CBS’in polise yardım eden bilgisayar dâhilerini içine alan yeni dizisi Scorpion, The Big Bang Theory’nin arkasından yayınlanmanın da getirisiyle güzel bir başlangıç yaptı. NCIS’in uzantı dizisi NCIS: New Orleans ise reytingi en bol drama NCIS’in arkasından tabii ki iyi başladı. Bunlar nasıl dersek, açıkçası Scorpion’u izlemeyi düşünmediğim için bakmadım ama reytinginin iyi gelmesi sürpriz bir durum değil. Gördüğüm birkaç yoruma göre konusunu ilgi çekici bulanlar için izlenebilir; bildiğiniz CBS dizisi işte.

NCIS: New Orleans da NCIS serisini sevenler için yeterli bir dizi bence. Ama bir NCIS olmamış tabii ki. Bence NCIS istiyorsanız orijinalini, olmadı CSI: NY’u izleyiverin. Sezonlar çok derseniz de Chicago PD var, o da ikinci sezonu geçen hafta başlayan iyi bir polisiye.

Black-ish adlı komedi Modern Family’nin arkasından yayınlanmanın değerini bilircesine iyi getirisiyle güzel başlamış. How to Get Away with Murder’ın aldığı o reytinge harika demek bile hakaret olur. Öyle kocaman bir şey. Burada da ilkini izlemeyi düşünmediğim için suratına bakmadım ama HTGAWM’a (!) bayılmış durumdayım.

Reklam: İlk bölümün üzerine özetli-yorum da yazdım.

Peki, hiç mi batan yok? O da var. Yeni saatindeki The Mysteries of Laura’nın durumu pek iç açıcı olmadı, saat değişikliği yüzünden bir miktar çakılıverdi. İlk bölümünde vasat başlayan Red Band Society ise ikinci haftasında daha berbat bir durumun içine düştü zaten. Şimdilik durum böyle anlayacağınız.


Syfy’a soldaki için bir şey sormak istiyorum: NİYE?

Geçtiğimiz haftayı da ‘tabii ki’ onay ve iptal haberlerinde boş geçmedik. Syfy yeni dizisi Dominion’a ikinci, Defiance’a üçüncü sezon onayını verdi. İzliyorsanız hayırlı olsun, izlemiyorsanız hiç gerek yok diyorum. Geçtiğimiz sezon sonunda oldukça düşük reytinglerine rağmen yeni sezon onayını alan The Mentalist dizisi için de yedinci sezonun nihayet son sezon olacağı açıklandı.

ABC Family komedi dizisi Young&Hungry’ye ikinci sezon onayını veriverdi. Ayrıca Lifetime’in zenginlerin yanında çalışan bir grup hizmetçi üzerine kurulu pespembe dizisi Devious Maids de üçüncü sezonu için onay almış durumda. Pembe seviyorsanız bir deneyin, güzeldir. Diziyi yapan da Desperate Housewives’ı yapanın ta kendisi zaten.

Bitmedi…

Daha sezonu açmadık ama The CW kanalı bu sezonki yeni dizilerinden The Flash ve Jane the Virgin’e üç bölümlük ek senaryo siparişi verdi. Tabii prosedür gereği bu senaryolar kanaldan geçerse bölüm onayına çevrilecek ama daha başlamadan böyle bir kararın gelmesi genellikle olmaz bir durumdur. Bir de Starz’ın Black Sails’in üçüncü sezonu için oyuncu arayışına girdiği ve yeni sezon onayının yakın olduğu dair bir haber de geldi, ki bu dizinin ikinci sezonu daha başlamadı.

Bir de İngiliz molası vereyim: ITV kanalı Dedektif Endeavour Morse ve aldığı davalar üzerine kurulu Endeavour’a üçüncü sezon onayı verdi. Hani belki birinize lazım olur.

Bu ikisinden nasıl bir şey çıkacağını ‘tabii ki’ merak ediyorum.

The CW’nun sevgili dizileri The Flash ile Arrow ve The Vampire Diaries ile The Originals’ın bu sezon ‘crossover’ denilen ortak bölümler çekeceğinin haberi daha önceden gelmişti. Hatta Arrow-The Flash ikilisinde ortak bölümler halinde iki dizinin de sezondaki sekizinci bölümlerini kapsayan bir crossover olacaktı. İşte şu sıralar o bölümün çekimindeler ve az yukarıda gördüğünüz kare onun içinden çıkmış. Ayrı olarak Felicity de üçüncü bölümde The Flash’a uğrayacak.

The Vampire Diaries-The Originals’da ise bir oyuncunun diğer diziye misafir olacağı haberi gelmişti, kimliği de belli oldu: Nina Dobrev. Görsel ikizlerden hem Elijah hem de Klaus’un bir zamanlar hoşlandığı ama hiç suratını görmediğimiz Tatia karakteri bir bölümde The Originals’ta kendisine yer bulacak. Haliyle de onu Dobrev canlandıracak.

Yazıyı kapatmadan yine bir magazin haberi geçeyim dedim.

Dizilerin oyuncular arası kısmet açmadaki rolü yadsınamaz. Kısa süre önce gelen haberlere göre bu sezonki yeni dizilerden 22 Eylül’de başlayan Scorpion’un başrollerinden Katharine McPhee ile Elyes Gabel ve bugün başlayacak romantik komedi Manhattan Love Story’nin başrolleri Jake McDorman ile Analeigh Tipton’ın sevgili oldukları ortaya çıktı. Artık reklamdır, gerçektir orasını bilemeyeceğim ama gördüğünüz üzere diziler kısmet de açıyor.

Katharine McPhee ve Elyes Gabel

Analeigh Tipton ve Jake McDorman
YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI