Paranın satın alamayacağı şey neydi?
Huzur, sevgi, saf mutluluk, aile? Bunların hiçbirini para satın alamazdı. Bülent duvarı ihanet ve yasak aşk’ın ‘beyazlığı’ ile boyanan bir evde büyümeye çalışan bir çocuktu. İhaneti babasından daha ağır şekilde yaşadı belki. İdolü Behlül ve anne demekten kaçınmadığı Bihter bir başına koyup gitmişlerdi onu. Son sahne herkesin mutlu olduğu bir sahne olsa da olanlar belliydi. Gencecik bir çocuğun travması gerçek hayatta olsa olanlar hayatı boyunca peşini bırakmazdı. Bülent ne Sezercik gibi ağlattı bizi, ne Osman gibi belalar okuttu bize. Bülent çok sıkıştığımız anda bütün olumsuzluğu üzerinizden silecek kadar tatlıydı ve olumluydu. Çocuklukla genç adamlık arasında öyle şahane bi yerde sıkışıp kalmıştı ki her iki tarafın en güzel halinde seviyorduk biz onu.