Bu özellikler: sinsilik, gücünü zayıflığından alma, devamlı kendini kurbanlaştırarak etrafına hayatı zehir etme, plancılık, ağzında bakla ıslanmama, faydacılık, gözü yükseklerde olma, bütün bencilliklerini ve hastalıklarını fedakarlık ve cefakarlık olarak sunma, her türlü haltı yiyip "Ama ne bileyim evladım, farkında bile değildim" yapma ya da daha sinir edici bir sahtekarlık çeşidi olarak "Yavrum, ben senin iyiliğin için yaptım!"a dayama, sağ gösterip sol vurma, tutarsızlık, güvenilmezlik, mahvedicilik olarak özetlenebilir.

Bir dur demek için "özetlenebilir"i çaktım; zira o denli mebzul miktarda, öylesine envai çeşit (bana göre) olumsuz özellikle donatılmış bir karakterdi ki Handan Hanım, ne kadar saysak inanın mürekkebimiz az gelir.

Ve Handan Hanım'ın mükemmelliğinin sırrı, bu topraklarda en sık rastlanan, rastlanmakla kalmayıp tüm bu pasif agresif, itici, korkunç özellikleri için en beğenilip takdir ve takdis edilen anne tipi olması!

Handan Hanım'ın; bütün bu feci özellikleriyle, çok normal, çok sıradan bir orta sınıf Türk annesi olarak (öyle de!) bizlere sunulması, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlamına da geliyor.

Maymun gözünü açtı!

Macun tüpten çıktı!

Artık Ece Yörenç'le Melek Gençoğlu'nun yazarlığını kutsamak için ne derseniz deyin; Türk Dizi Yazıcılığı'nda ilk defa "kutsal annelik" kisvesi altında hayatlarımızı karartan pasif agresiflik teşhir ve mahkum edildi.

Pek tabii ki, anlayana!

Muhtemelen  Handan Hanım'ın TC kimlikli milyonlarca utanmaz benzeri "Ne çekti be kadıncağız; gördün mü nasıl da fedakar! Cefakar!" zırvası altında salonda birlikte televizyon seyrettikleri evlatlarına yine hakikat sevmezliği kakalamışlardır.

Maymun gözünü açmayacaktır hiçbir zaman yani. Zira maymun, Bakarkör Maymun olarak hayatını geçirmeyi kendin düstur edinmiştir. Mecburdur. Razıdır!

Ama şimdi bizler: Handan Hanım'ın rezonansları olmuş mudur? Handan Hanım'lar tarafından Handan hanımcıklar olarak yetiştirilen nice erkek ve kız evladın kurtuluşu imkan dahilinde midir? tarzı sosyal psikolojinin, hatta Türkiye siyasetinin sınırlarını ihlal edecek sorulardan uzaklaşıp, ikinci anne tipimize gelelim.

Hande Altaylı'nın romanından Mahinur Ergun tarafından büyük bir başarıyla ekrana uyarlandığını düşündüğüm Merhamet dizisindeki Narin ve Şadiye'nin annesi tipine!