Escobar yakalanmıyor. Bunu anlamakta zorluk çeksek de bir süre sonra olayın sırrına erişebiliyoruz. Çünkü polisin, askerin, özel kuvvetin, devlet başkanının herkesin eli kolu bu suç makinesinin, daha doğrusu parasının karşısında bağlanmış durumda. Polislere düşen tek şey Escobar’ın hamlelerini tahmin etmek ve aradaki boşluğu yakalamaktan ibaret. Ve her hamleye bir başka karşılığı var Escobar’ın. Mesela yakalanan kartel üyelerinin tutuklanması bir çözüm değil. Çünkü Kolombiya hapishanelerinde keyif içinde, hiçbir eksik hissetmeden hayatlarını sürdürüyorlar. Bunun üzerine yakalanan suçluların Amerika’ya iade edilmesi, Amerikan hapishanelerinde ceza çekmesi kanunu meclisten geçiriliyor. Escobar’ın buna cevabı bu kanun teklifini geçiren her bürokratı öldürmek oluyor. Öldürülen bürokratın yerine gelen bürokrat da eğer bu kanuna evet derse o da öldürülüyor. Sadece onlar değil, aileleri de öldürülüyor. Onun yerine gelen de öldürülüyor. İçinden çıkılmaz bu katliama ne yapılacağını meraktan siz de onlarla birlikte ölüyorsunuz.
Devir soğuk savaş dönemi ve Amerika’nın en büyük iki korkusu var: Biri komünistler. Diğeri de kokain. Ellerindeki haber alma kaynaklarını kullanamıyorlar çünkü Kolombiya, Amerika’yı bu kadar da çok işin içine karıştırmak istemiyor. Yukarı tükürsen bıyık misali her hamleleri ellerinde patlarken Kolombiya sokakları da Escobar’ın bombalarıyla havaya uçmaya devam ediyor.