Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Muhteşem Yüzyıl’ın muhteşem haremi

Siyasi Bir Adım Atmak: Erkek Çocuk Doğurmak

Haremdeki cariyelerin devletin siyasi birliği ve devamlılığı adına yapabilecekleri en büyük hamle, erkek çocuk doğurmalarıdır. Ritüelle belirlenmiş olan bu süreç cariyenin has oda için seçilip altın yolda yürümesiyle başlar. Hamile kalabilen cariyenin hem statüsü hem de yaşantısı değişir. Erkek çocuk doğuran cariyenin harem içindeki rütbesi yükselir ve siyasi hayata ilk adımını atar. Doğurduğu erkek çocuğunu en iyi şekilde eğitmek ve onu her türlü tehlikeden kollamak cariyenin hem annelik görevi hem de siyasi emelleri için bir araçtır. Bir cariye ne kadar çok çocuk doğurursa nüfuzu, rütbesi ve saygınlığı o ölçüde artacaktır. Harem gibi cinsiyetçi, sınıflı ve bol rakipli bir yerde hayatta kalmanın yolu, yeniden üretim sürecine yani hanedan ailesine katılmaktan geçmektedir. Köle cariyeyken erkek çocuk doğurarak hanedan ailesine katılan cariyelerin geldikleri yer asla unutulmamaktadır. Cariyelerin doğurduğu şehzadeler ve sultanlar hanedan ailesinin kanını taşıyor ve kabul görüyor olsalar da kölelikten gelen bir cariyenin, iktidar basamaklarında ne kadar yüksekte olursa olsun hanedandan sayılmaması sınıflı yapının ne kadar keskin çizgilerle belirlendiğinin bir göstergesidir. Devletin devamlılığı adına üreme görevinin köle cariyelere verilmesi tesadüf değildir.

Tahtta hak iddia etmelerin önüne geçilmek istenmesi en büyük nedendir. Müslüman olmayan köle cariyelerin hareme geldikten sonra geçirdikleri değişimler onların kaderini belirlemektedir. Müslüman olmak isteyen cariyelerin hanedan ailesine katılma şansları artmaktadır. Doğuracakları erkek çocukla gözdelikten hasekiliğe yükselen cariyelerin harem içindeki siyasi konumları zeka ve hırslarına göre şekillenmektedir. Hanedana doğrulan bir erkek çocukla siyasi hayata dolaylı yoldan dahil olma her kadının yaşayabileceği bir süreç değildir. Bu sürece dahil olmanın da belli konumdaki insanların seçimlerine bağlı oluşu, harem içi siyasetin harem dışı siyaset üzerinde ne derece etkili olduğunun bir göstergesidir.

Hatice Sultan ve Valide Sultan

Alexandra (Hürrem Sultan) aklını ve hırsını kullanarak, Sümbül Ağa ve Nigar Kalfa’yla doğru iletişimi kurarak, köle cariyelikten sultanlığa yükselmiştir. Hareme geldiği günden beri asi tavırlarıyla göze batsa da Nigar Kalfa'nın yönlendirmeleriyle iktidara giden yolda kendinden emin adımlar atar. Sümbül Ağa, harem içinde yükselmek isteyen bir cariye için bulunmaz nimettir. Nigar Kalfa'nın da yönlendirmesiyle bu durumu kavrayan Hürrem'in, Sümbül'ün desteğini alarak Müslüman olmak istemesi, iktidar yarışında onu öne geçirmiştir. Müslüman olup padişah tarafından kendisine “Hürrem” adı verildikten sonraki yükselişi, en önemli adımı atıp gebe kalmasıyla olmuştur. Attığı bu siyasi adım hem kendi geleceğini hem de devletin geleceğini etkileyecek bir adımdır. Gözdelikten hasekiliğe oradan da sultanlığa giden yolda harem içi iktidara rakip olmuştur. Bu önlenemez yükselişinin ardında padişaha duyduğu aşk, hayatta kalma hırsı ve aklı yatmaktadır.

Valide Sultan otoritesini sarsan, siyasi konumunda ve iktidarında boşluklar yaratıp onları kendi çıkarı adına kullanan Hürrem'den rahatsızdır. Sınıfsal açıdan eşiti olamayacak bir cariyenin iktidarına göz dikmesi, hanedan üzerinden kendi emellerine ulaşmak istemesi Valide Sultan tarafından kabul edilemez. Emrinde çalışanlarla ve Hürrem'e karşı olan nüfuzlu kişilerle kurduğu ittifakla, haremde yükseldikçe daha da yalnızlaşan Hürrem'in, hareme birlikte geldiği, en yakın arkadaşı Maria üzerinden Hürrem'in yükselişini, iktidara bir adım daha yaklaşmasını önleme amaçlı bir plan kurulur. Hürrem'in Müslüman olduktan sonraki yükselişinden etkilenen Maria'nın Sümbül'e Müslüman olmak istediğini söylemesi, bu planın çıkış noktasıdır. Sümbül'ün yönlendirmeleriyle Müslüman olan ve Gülnihal adını alan Maria, arkasında haremdeki iktidarın temsilcisi olan Valide Sultan'ın kararıyla halvete gönderilmiştir. Haremin rekabete dayalı ortamında Hürrem ve Gülnihal'in karşı karşıya gelişleri, iktidar yolunda yükselme kabiliyeti olan iki cariyenin kaderlerinin, karar verme ve uygulayabilme yetkisine sahip olan Valide Sultan'ın denetiminde olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Gülnihal, Hürrem

Hürrem'in tek rakibi Gülnihal değildir. Haseki sultan olan Mahidevran, iktidar yarışının tam da içindedir. Hürrem'in en büyük rakibidir. Hanedana bir şehzade doğurmuştur ancak iktidar yarışında yanlış stratejilerinin kurbanı olup Hürrem'in gerisinde kalmıştır. Hürrem'in sahip olduğu akıl hocalarına sahip olamaması ve haremdeki eli ayağı olan Gülşah'ın, üzerinde iyi düşünmeden attığı adımlar sebebiyle zorluklar yaşamıştır. Mahidevran Sultan için ölmeyi de öldürmeyi de göze alan Gülşah'ın bu bağlılığının ardında Mahidevran'la birlikte iktidara yükselme isteği yatmaktadır. Mahidevran, iktidar yolunda birlikte yürüdüğü ancak rakibi olmayan Gülşah'a karşı aynı bağlılığı hissetmemektedir. Kendi başına aldığı kararları yüzünden Gülşah'ı cezalandırmakta ve onu kendi başarısızlığının sebebi olarak görmektedir. Mahidevran iktidar yarışında başka veliaht şehzade doğurup yeniden üretim sürecine katılamayarak gerisinde kaldığı Hürrem'i veliaht şehzade olan oğlu Mustafa'yla yenmeyi planlamaktadır.

Gülşah Hatun, Mahidevran Sultan

Haremde bulunan diğer bir karakter ise eski bir haseki olan ancak çocuklarını kaybettiği için hanedan ailesine mensup olma ayrıcalığını kaybetmiş Gülfem Hatun'dur. İktidar yarışının dışında kalan Gülfem, hanedan ailesine sığınmış, Valide Sultan’ın hizmetine girmiştir. Hatice Sultan'ın en yakın arkadaşı, dostu ve müttefiki olmuştur. Gülfem'in iktidar yarışından uzak oluşu ve yardımsever yapısı iktidarla birlikte yürüyen bir karakter yaratmıştır. Siyasetten uzaklaşmak zorunda kalan Gülfem'in hayatta kalışı iktidara yani Valide Sultan'a olan sadakatine bağlıdır.

Hanedana kan bağıyla bağlı olan ve çabalamadan iktidarda olan Hatice Sultan, cinsiyeti sebebiyle padişah tarafından rakip görülmemektedir. Sadrazam İbrahim Paşa’yla yaptığı aşk evliliğiyle de iktidara yakınlığı devam etmiş, sarayla bağları kopmamıştır.

Hatice Sultan ve Gülfem Hatun

1 2 3 4
Işıl Özkan
06/07/2016 14:05
YORUMLAR




DİĞER HABERLER