Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Muhteşem Yüzyıl’ın muhteşem haremi

Haremin düzeninden sorumlu diğer bir karakter ise Sümbül Ağa. Sümbül, Daye'ye göre daha alt bir konumdadır ancak hadım olması ona bir çok kapıyı kapattığı gibi bir çok kapıyı da açmıştır. Cinsiyetçi bir yapıda olan sarayda cinsiyetsizliğini kullanarak sınırlarda yaşamakta, sınırları istediği gibi eğip bükebilmektedir. Haremin düzeninden, haremdeki cariyelerin eğitiminden, cariyelerin yapıp ettiklerinden Daye'ye, Valide Sultan'a ve Sultan Süleyman'a karşı sorumludur. Harem içindeki iletişimi sağladığı gibi, dışarıdan da hareme bilgi getirmektedir. Mutfaktan, has odadan, arz odasından, çarşıdan valideye getirdiği bilgilerle harem için önemli işler yapmaktadır. Sümbül'ün görevleri bu sayılanlarla da sınırlı gözükmemektedir. Hanedan ailesinin devamlılığı için başat konumda olan üreme faaliyetleri de Sümbül'ün denetimindedir. Valide Sultan'ın onayıyla has odaya gidecek cariyeleri seçmek, onları eğitmek ve onlara altın yolda eşlik etmek görevleri Sümbül'ü hanedanın kaderini belirleyebilen bir konuma getirmektedir. İktidarı şekillendiren ancak iktidarda olamayan bir karakterin sahip olduğu bu güç ironik olarak iktidarsızlığından gelmektedir. Sınırları böylesine esnetebilen, hem içeride hem dışarıda olabilen, iktidara en yakın konumda bulunan bir karakter olan Sümbül, hadımlığının avantajlarını ve dezavantajlarını bir potada eritip yolunu bulmaya çalışan bir karakter olarak var olmaya çalışmaktadır. Her statüden insanla yüz yüze ilişkiler kurmuş olması, Valide'ye hatta Sultan Süleyman'a göre onu daha önemli bir konuma getirmektedir. Validenin siyasi iktidarda, padişahın da haremde fiili olarak bulunamama, her şeyden haberi olamama durumları arasından Sümbül her yerde olabilme yetisiyle sıyrılmaktadır. Hadımlığı onu siyasi iktidardan uzaklaştırmış ancak harem içindeki iktidarda üst konumlara taşımıştır. Onu iktidarına rakip görmeyen padişaha karşı esnek tavırları ve konuşma üslubu, has odadaki yetkileri, iktidarda olamayan ancak iktidarla birlikte yürüyen bir Sümbül ortaya koymaktadır. Haremde, kadınların arasında bulunabilmesi ise diğer bir ayrıcalığıdır. Konumu gereği cariyeler üstünde kurduğu otoritenin ve hadımlığının karmaşasından soytarı rolüyle sıyrılıyor görünmektedir. Soytarı, mizahı ve komikliğiyle hayatta kalan, bazen de bu yönünü kötüye kullanabilen bir arketiptir. Sümbül'ün mizah yeteneği, eğlenceli tavrı ve konuşma üslubu yerini cariyelere ve mutfakta çalışan Şeker Ağa'ya karşı zalim şakalara ve alay etmeye bırakır. Yerine göre kime nasıl davranması ve kimle nasıl konuşması gerektiğini iyi bilen Sümbül'ün hayatı bu dengeleri korumasına bağlı gözükmektedir.

Diziyi haremde geçen bölümler ve dışarıda geçen bölümler olarak ikiye ayırdığımızda, Sümbül Ağa'nın her iki alanda da bulunduğunu ve sahip olduğu nüfuzunu kullanabildiğini görüyoruz. Mekân ve statülerle çizilmiş sınırları, cinsiyetsizliği ve komikliğiyle aşabilen Sümbül; sınırları bekleyen ancak kendisine sınırlar işlemeyen, merkezi konumda bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Cinsiyetçi ve sınıflı devlet yapısında, cinsiyetsizliğinin avantajlarını kullanarak her mekâna sızabilmesi onu hikâyedeki kilit karakterlerden biri yapıyor.

Sümbül Ağa'nın görevleri ve her mekânda olabilme kabiliyeti bunlarla da sınırlı değildir. Harem içinde yükselmek isteyen cariyelere akıl hocalığı yapması ve bir cariyenin hayatını değiştirebilecek güce sahip olması, karakterin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Sümbül'ün Valide Sultan'a olan bağlılığı, Valide'nin nüfuzuyla doğru orantılıdır. Bahşişler ve rüşvetlerle oluşturduğu dünyasında her zaman yeni bir sultan için yer vardır. Kendi çıkarları için hareket eden Sümbül Ağa güçlüye hizmet ederken kendi gücünün de farkında olan bir karakterdir.

Haremde gördüğümüz diğer bir çalışan ise Nigar Kalfa'dır. Nigar, Daye ve Sümbül'ün astı konumundadır. Haremin düzeninden, cariyelerin eğitiminden Sümbül'e ve Daye'ye karşı sorumludur. Aklını ve hırsını doğru yönde kullanarak, doğru adımları atarak yükselmektedir. Hareme geldiği ilk andan itibaren Alexandra'daki (Hürrem) potansiyeli keşfetmiş ve ona köle cariyelikten sultanlığa giden yolda eşlik etmiştir. Dik başlı ve kural tanımaz bir karakter olan Alexandra'ya haremin kurallarını anlatarak, bu mekânda nasıl var olabileceğini göstermiştir. Ona öğütler vererek, yaptığı yanlışlarda onu uyararak ve zor durumlarda kollayarak güvenini kazanmıştır. Ön planda bir sultanın doğuşunu ve yükselişini izlerken arka planda da Nigar Kalfa'nın yükselişine tanık oluruz. Haremdeki iktidar olan Valide Sultan'a bağlılığını sorgulayabildiğimiz Nigar, kendi çıkarı için Hürrem üzerinden kendi yükselişini planlamış, attığı akıllıca adımlarla uzun süre fark edilmeden ikili oynayabilmiştir. Daye'ye göre daha hırslı ve daha yalnız olan Nigar'ın kendi çıkarı ve geleceği için aklını kullanarak harem içinde ayakta kalmaya çalışır, bununla da yetinmeyip kendisine giderek genişleyen bir hayat alanı açar.

Nigar'ın, sosyal ve fiziki sınırları içinde kendi iktidarına sahip olan Daye'nin konumuna yükselme potansiyeli vardır. Bu potansiyeli gerçekleştirmek için attığı adımlar, önce has odabaşı daha sonra da sadrazam olan Pargalı İbrahim'e aşık olmasıyla sekteye uğrar. Harem içi siyaseti, sultanlar arasındaki çekişmeleri, üsleri ve astlarıyla olan ilişkilerini kendi çıkarları doğrultusunda yönetmede sıkıntıya düşmeyen Nigar'ın daha önce tatmadığı bir duyguyu tatması, kendini imkânsız bir aşkın içinde bulması, onu görev ve sorumluluklarından uzaklaştırmış, harem içindeki güç yarışının gerisinde bırakmıştır.

Pargalı İbrahim, Nigar'a verdiği casusluk göreviyle haremde olup bitenlerin yanı sıra Hürrem'in attığı adımlardan da haberdar olmak istemiştir. Nigar geleceğini şekillendirecek olan müttefiki Hürrem ile aşık olduğu Pargalı İbrahim'in arasında kalmıştır. Nigar aklını ve hayatta kalma becerilerini kullanarak ikili oynamayı sürdürmüştür. Duygularından hiç kimseye bahsetmeyerek sırrını gizli tutmuştur. Nigar'ı Hürrem'den haber almak için sıkıştıran diğer bir kişi de Hürrem'in en büyük rakibi Mahidevran Sultan'dır. Mahidevran Sultan'ın bazen cariyesi Gülşah aracılığıyla bazen de yüz yüze tehdit ettiği Nigar, konumu gereği iki sultanı da idare etmeye çalışır. Mahidevran Sultan'ın açığını yakaladığında bu fırsatı kullanır.

Tehdit eden taraf Nigar, tehdit edilen taraf Mahidevran Sultan olmuştur. Hünkâr kalfası olması için Valide Sultan'la konuşmasını ister. Zor durumda kalan Mahidevran Sultan, iktidar yarışından kopmamak ve bugüne kadar elde ettiklerinden vazgeçmek zorunda kalmamak için Valide Sultan'la konuşur ve Nigar'ın terfisini ayarlar. Çıkarı adına bir sultanı bile tehdit etmekten çekinmeyen Nigar'ın bu yükselişi Sümbül Ağa'nın dikkatini çekmiştir. Daye ve Sümbül bu terfiyi tartışırken Daye Nigar'ın akıllı olduğunu, bu zor görevin altından kalkabileceğini söylerken, Sümbül Ağa Nigar'ın kendi iyiliği için fazla akıllı olduğunu, keskin sirke misali hırsının kendisine zarar verebileceğini söyler.

Valide Sultan’ın ve kızı Hatice Sultan'ın yani hanedanın dışındaki herkes hareme köle olarak gelmektedir. Aldıkları eğitim sonucunda aralarından harem görevlisi olarak çalışanlar olabileceği gibi doğru hamleleri oynayarak cariyelikten sultanlığa yükselenlerin olduğu da görülmektedir. Bu süreç has odaya halvet için seçilmekle başlar. Has odaya halvete giden cariyeler, gözdeler katına yükselir. Bu yükselme, harem içindeki statülerinin yanı sıra mekânsal olarak da yukarı kattaki iki kişilik odalarda yaşama geçiş olarak kendini gösterir. Gebe olmak yükselmenin diğer bir basamağıdır. Hanedan ailesine verilecek bir veliaht şehzade cariyelikle başlayan süreci hasekilik seviyesine yükseltebilmektedir.

1 2 3 4
Işıl Özkan
06/07/2016 14:05
YORUMLAR




DİĞER HABERLER