Peki ya Mad Men’i Mad Men yapan diğer karakterler. Açıkçası dizideki tek kötü sonun Betty’ye yazılmasının şaşkınlığı içindeyim. O da güzelliğinin bedelini ödedi ve bu bedel ona akciğer kanseri olarak geri döndü. Ama Betty de sanki bu sondan kendi adına memnun gibiydi. Yıllardır beklediği şey gerçekleşti sanki. O da bir başka ağır dramaların insanı olarak, kalan zamanını eski alışkanlıklarından vazgeçmeyerek geçirdi. Hala mutfakta oturuyor, hala güzel ve hala sigarasını tüttürmeye devam ediyor. Üstelik sonunda kızına bulaşık yıkatmayı başardı.

Peggy’ye ise küçük bir ayı yavrusu gibi olan Stan’le finalize olmak düştü. Dizinin en sevdiğim ve kazanmasını herkes gibi benim de en çok istediğim karakteri Peggy idi. Peggy, yeni hırslı Amerikan kariyer kadının ilk örneklerinden. Bir sekreter olarak başladığı kariyerinde yeteneği sayesinde yırtmayı başardı. Hep çok çalıştı, hem de herkesten çok çalıştı. Çünkü bir kadın, üstelik pek de güzel olmayan bir kadın olarak başladığı bu kariyerinde ilerlemek için herkesten daha fazla efor sarf etmesi gerekiyordu. Geldiği noktada da bunu becerdi. Eski ofisine veda ederken Roger’la içip, paten kaydığı sahne izlediğim en güzel dizi an’larından biriydi. Kariyeri için çocuğunu terk eden Peggy’nin mutlu sonunu bir erkekte aramak da başından beri gayet mizojin ilerleyen Mad Men’in son tatsız sürpriziydi benim için.

Roger layığını buldu. Gitti Megan Draper’ın über antipatik annesiyle birlikte olmaya karar verdi. Joan geciken kariyerini prodüktör olarak sürdürmeye karar verdi. Pete iğrenç bir insandı hep iğrenç bir insan olarak kaldı. Ama o da iğrençliğinin ödülünü özel jetle aldı.