Şubat’ta İsveç’te, STV’de yayına başlayan on bölümlük fantastik gerilim, Jordskott büyük ilgi gördü ve Haziran itibarıyla da İngiliz seyirciyle buluşan Nordikler arasında yerini aldı. (Halen ITV’de yayınlanıyor.)

Jordskott’ta olay yeri geniş, görkemli, karakter sahibi İsveç ormanları. Aniden ortadan kayboluşundan yedi yıl sonra hâlâ kızının yokluğunu kabullenemeyen polis dedektifi Eva Thörnblad (Moa Gammel), görünürde bir süredir görüşmediği babasının ölümü üzerine Silverhöjd’e geri döner. Esas neden, her şey buradaki gölde boğulduğunu gösteriyor olsa da kalbinin derinliklerinde hâlâ yaşadığını hissettiği kızını bulma yolunda bir umut doğmasıdır: Aynı ormanlık alanda yıllar sonra bir çocuk daha kaybolmuştur. Soruşturma derinleştikçe Eva’nın hislerinde yanılmıyor olabileceği ortaya çıkar ama aynı zamanda gerçek, tahminlerinin çok ötesindedir ve geniş, kasvetli ormanın barındırdığı ürkütücü sırlarda gizlidir.

Popüler türlere tutkuyla bağlı olmakla birlikte “fantastik”, tür tercihlerimin en üstlerinde yer almaz. Fantastik polisiye/gerilimi sevmem bir dizi koşula bağlıdır daha doğrusu:

-Fantastiğin dozunun iyi ayarlanması, yani Allah ne verdiyse değil, öykünün hamurunun aldığı kadar fantastiklik,

-Sürükleyici kasvet, güçlü noir atmosfer.

- Gizemin anlamlı bir kısmının akıl, mantık, karakterlerin edimleri yoluyla çözülebilmesi, muammanın hepten gerçeküstü öğelere havale edilmemesi.

Jordskott’ta bu koşullardan en az ikisi mevcut görünüyor. Henüz iki bölüm izleyebildiğim için üçüncü şıkla ilgili vaziyeti ben de merak ediyorum. Yoğun, içine alan, kasvetli atmosferiyle yarattığı gerilimse dört dörtlük. Kayıp çocuk, yas, aile meseleleri gibi evrensel konuları ele alışıyla da hikâyeye bağlayan bir yanı var. Fantastik gerilimi dalında, Nordik ormanlarda görmek isteyenler kaçırmasın…