Fatih hamamda elinde pompalı tüfekle Kızıl Osman’ı sordu. Adam köpüklerden kendine kamuflaj yapmıştı ama buldu O’nu Fatih. Dooğru Darbeli’nin darbeli karanlık deposuna. Tabii adam konuşmadı. Ama sonra…

Bu arada Meryem de Vahit’in peşine düşmüştü. Evine gitti adamın. Kapıyı açan kadına silah doğrulttu ve içeri girdi. Orhan’ın tam o sırada ‘Yenge n’apıyorsun?’ diye panikle sorması çok komikti.

Meryem Vahit’i aradı. Tam da o sırada adam Zeynep’e papatya çayı yaptırmış ikram ediyordu. Tabii içmedi yine Zeynep. Vahit telefonda Meryem’in sesini duyunca şok oldu. Hapisten nasıl çıktığına bir anlam verememişti. Arayanın annesi olduğunu duyunca Zeynep fena gururlandı tabii. Bir de üzerine Meryem telefonda Vahit’e oğlunun sesini dinleterek şantaj yapınca bizim Zeynep iyice havalara girdi. Yaşasın, kurtuluyordu!

Adam yürü gidiyoruz deyince Zeynep o kadar keyiflenmişti ki, aa daha papatya çayımı içmedim diyerek bir yudum aldı, devam da edecekti içmeye ki adamın bağırmasıyla düştü önüne.

Arabaya bindiler Vahit’le Zeynep. Adam şoföre yürü gidiyoruz deyince tanıdık bir ses duyuldu. O da ne? Şoför koltuğunda oturan Fatih’ti. Demek Kızıl Osman bülbül kesilmişti…

Darbeli’nin adamları arabanın etrafını sarınca Vahit indi arabadan bir de ne görsün? Meryem karşısında!

Vahit Zeynep’i bırakırsa Meryem’de O’nun oğlunu salıverecekti. Ama Vahit sandığından da kurnaz çıktı. ‘Eşeğimi sağlam kazığa bağladım’ dedi. Meryem adamın ne demek istediğini anlamaya çalışırken Zeynep fenalık geçirdi. Bayılacak gibi kötüydü. Evet Vahit zehirlemişti Zeynep’i. Meryem silahını çekti, panzehiri bul diye adamı tehdit ederken günlerdir kayıplara karışan Şevket göründü uzaktan. Elinde silah Vahit’e doğrultmuştu. Eee Şevket Reis bu, kızının kılına zarar gelse dünyayı yıkardı.

Şakası yoktu doğrulttuğu silahıyla vurdu Vahit’i hiç düşünmeden omzundan.

Adam yere yığıldı.

Zeynep de…