Selin ise abisinin haline o kadar üzülmüştü ki -çünkü Zeynep’siz Fatih bir hiçti, öyle davranıyor, öyle hissediyordu- ertesi gün evine gidip olanları ailesine anlatıp yardım istedi. Ama Mukaddes yaptı yine yapacağını. Olmaz deyiverdi bağırarak. Fehmi de O’na bağırdı. Ne de olsa Fehmi vicdanlıydı, Oğlunu o halde kimsesiz bırakamazdı.
Vahit hala ısrarla Zeynep’e adamları ile yemek gönderiyor, Zeynep ise hem inadından hem de zehirlenme korkusu ile hiçbir şey yemiyordu. Hatta gelen yemeği tepsi ile yere fırlatıp sonra da, nimeti de yere attım deyip temizlemesi bu bölümün tek tük gülümseten sahnelerinden biriydi.
Fatih Meryem Hanım’ın ‘benden habersiz adım atma’ uyarısına ragmen kendini Darbeli Haydar’ın gazinosundan buldu. Darbeli’den yardım istedi. Darbeli sert adamdı ama Fatih’I sevmişti ne de olsa, yardım edecekti.
Ertesi gün nasıl olduysa Meryem hapisten çıkmayı başardı. O sırada Orhan çıktı karşısına sen nereye ben oraya, ablamı kurtarmaya ben de geliyorum deyince tamam dedi Meryem. Orhan, Meryem ve Meryem’in hepsi siyah gözlüklü ve silahlı adamları düştüler yola…