Fatih çekip gittikten sonra malikanedekiler birbirine girdi. Herkes birbirini suçladı. Şevket Meryem’e çıkıştı, çocukların işine burnunu sokma demiştim sana dedi.
Ama asıl bomba ‘Çocukları birbirine düşürdünüz’ diye çemkiren Mukaddes ile ‘Sen bunca yaptıklarından sonra bana analık dersi mi veriyorsun’ diyen Meryem’in kavgasıydı. Sadece laf dalaşı olsa iyi, baya baya saç saça baş başa kavgaya tutuştular. Allah’tan Gülsüm Hanım yetişti imdada da bu rezillik uzamadı.
Ertesi gün malikanede Gülsüm Hanım Mukaddes’i fırçaladı, diğer tarafta ise Yadigar Şevket’le Meryem’i.
Yani kısacası kavga etmeyen, kızmayan, burnunu sokmayan kalmadı olaya. Herkes kendince haklı ama ne fayda. Fatih yıkıldı, bütün gece kendini dövüp durdu. Aptalın tekiyim ben, beceriksizim…
Gece olunca Fatih döndü dolaştı evine geldi. Zeynep ise bütün gece kocasını beklemişti. Beni bırak git, seni hak etmiyorum falan dediyse de Zeynep oralı olmadı elbette. Sen benim kahramanımsın dedi kocasına, yine moral verdi, hep verdiği gibi…
Sonra bir masal istedi Fatih, bana bir masal anlat dedi. Kendi hikayelerini efsane gibi anlattı Zeynep. Adamla kadın birbirlerini çok sevmişlerdi masalda. Az da olsa huzur bulup uykuya daldı Fatih. Sabah ola hayrola…