Selin’in bir gece önceki halini öğrenen Rana sınırları çizmeye çalışırken karşılaştığı asi tavırla kontrolünü yitiriyor. Selin’e attığı tokattın hesabı burada kapanmaz.
Birbirimizin evi oluruz.
Selin’in yediği tokattın ardından kendilerini sahile vuran Güneş’in kızları, kalplerine olanları da yanlarına almayı unutmuyor.
Birbirine paralel diyaloglar, kırık umutlar, savruk hayaller ve hüzün… Ne çok benziyorlar birbirlerine.
Önce mavi oluyor Ali, sonra uzaydaki mavi gözlü çocuk, şimdi ise ev.
"Ben sana ev olurum," diyor Selin’e. Çıtayı da yükselttikçe yükseltiyor.
Zafer’e doğrulttuğu silah sonucu Güneş’in çıkış biletini kestiren Haluk’un devreler daha da çok yandığından bu kez kendi isteğiyle yardım almayı kabul ediyor. Güneş ise döndüğü gibi kızların nerede olduğunu soruyor, Rana ve İnci’ye. Aldığı tek cevap ise şaşkın bakışlar oluyor.
Denize bakıyorlardı en son, biraz olsun dinsin diye içlerini çürüten hisler, sahile bir bakın fazla uzaklaşmış olmazlar.