Yazan; Kader Yiğit
Baran: Bu bölümde yine ağlattin...
O ilk sahnede Ebru'nun kalbi durdugu anda yüzündeki şok ifadesi, bir şey oldu diye korkuşun beni benden aldı. Hele ki kardeşlerine desteğin "bir şey olmayacak, iyi olacak" diyerek sarılman, yanlarında olmana sadece kan çekiyor işte diyemiyorum. Kalbin merhametli be Baran'im... Ne zaman ki Melek gelip sana "Ebru'yu Narin yenge bıçaklamış,'' dedi, biz bildiğimiz halde seninle beraber şoka girdik. Yaşadın yaşattin resmen. O an sende ve gözlerindeki o inanamama hali, "Yok artik olur mu öyle şey?" derken ki sesinin titremesi zaten bizi de bitirdi. Sonrasi zaten belli, koştun sadece koştun. Annenin canın kadar sevdigin Narin'in böyle bir şey yapabileceğine bu kadar kötüleşebileceğine inanamayip o yere yıkılışın hepimizin yuregini dağladi. ''Acaba yapti mı anam? Ya yaptiysa? Neden?'' diye düşünürken tüm gücünü toplayip bir anda Narin'in karşısında buldun kendini.
Narin ''Oğlum,'' dedi, sen ''Neden?'' dedin... Narin ''Seni çok sevdim oğlum,'' dedi, sen ''Neden ya, neden?'' dedin. O muhteşem sahneyi iliklerimize kadar yaşadik... O an gerçeğii öğrendiğinde, acı ile ''Kardeşlerime ne diyeceğim, onlara söz verdim, şimdi ben ne yapacağım?'' mahçupluğu içindeydin. Ee Baran ne demişler, büyük lokma ye, büyük laf konusma. Tabii sonra bankta oturup düşünürken o an Kendal'ın gelişi, ona sarılışın uyuz etti bizi. Ya onun ne mal oldugunu ne zaman anlayacaksın? Kanma artik o adama ayyyy bu durumdan sıkıldık!!!! (neyse) O acı ile gelip Ebru'nun başucunda konuştğun anda hepimizin nutku tutuldu resmen. Ne güzel konuştun, ne guzel anlattin derdini. "Ebru, ben seni neden seviyorum, neden nefret edemiyorum? Sen bilirsin, sen söylersin? Uyan da söyle, uyan!". Bir kavuşamadiınız ona yanıyoruz her hafta.
Ve tabii bir de Ada ile yüzleşmen var. Ada sana vurarak ''Senin annen yapmış işte!'' derken tüm güçsüzlüğünle ha yığıldı yığılacak derken bir anda tüm gücünle kardeşine sarılıp onunla birlikte yere yavaşça yere çöküşünüz de, sanki "düşersek beraber, kalkarsak beraber" dercesine kenetlenişiniz harikaydı. Muazzam bir ağabey/kardeş sahnesiydi ...Sonunda o meşhur yüzüğü buldun ve kimin aldığını öğrenince buz kestin ama yine ne olursa olsun ''ana'' diye koştun Narin'e.Yetmiş bölümdür Baran'i tum duygulari ile bize yansıtan, yaşatan Mert Yazıcıoğlu; emeğine saglik muazzamdin yine. Yürek dolusu sevgiler, alkışlar sana.