Yazan; Goncagül Mert
Baran: Yeri geliyor koruyucu kanatlarıyla sarıp sarmalayan bir baba, yeri geliyor derdini dinleyen samimi bir dost oluveriyor.
Zaten böyle değil midir? Abiler elini bir süre, kalbini bir ömür boyu tutar. İşte sen tam o'sun. Gerçek abi!
Hele ki bu bölüm kardeşlerinin ne elini bıraktın ne de kalbini. Maya'ya mandalina soyarken de, Ada'nın haklı öfkesini kabullenerek ilk kez olumlu karşılık verip, sımsıkı sarılırken de hem yüzünden hem de ellerinden şefkat akıyordu ya.. İşte o zaman yaptın abiliğin tanımını.
Biz de sınırının olmadığını anladık. Çünkü Baran bir de "gerçek evlat".
Bu bölüm diğer bölümlere oranla daha fazla Narin ve Ebru arasında sıkışan bir Baran izledik. Narin'e karşı içinden fırtınalar kopsa da o fırtınaları söndürüp iki kelam edemeyişi, Ebru'ya olan öfkesinin yerini tamamen sevgi ve merhametin alması.. Sevinelim mi üzülelim mi? Bi feraha kavuştur bizi.
Biri emek veren, büyütüp yetiştiren anası, e diğerini de kan çekiyor işte :)
Amma da duygu karmaşası yaşadın, yaşattın. Ne çektin be Baran!
Ve Baran'a hayat veren, sevdiren, oyunculuğu ile sesini her geçen gün geliştiren güzel adam; ne oynadın be YAZICIOĞLU! :)
Sanırım biraz uzun oldu. Ama n'apiyim.. Bu bölüm enfesti ve bugün Baran'a karşı hissettiğim her şeyi yazmak istedim. Bu şansı bizlere de tanıdığınız için çok teşekkürler.