Sağlık sorunlarım artık beni takip edenlerin malumu. 70. bölüme ÖzetliYorum yazmadan pas geçecektim ama gerçekten ağır ve dokunaklı bir bölümdü. Üzerine konuşulmayı hakediyordu yani. Madem ben yazamıyorum benimle beraber her hafta @ekranellakaragl hesabı üzerinden diziyi izleyen okuyucularıma dedim ki; sevdiğiniz karakterin atomlamasını bu hafta siz yapın bakalım. Onlar da sağolsunlar hem beni hem de Karagül'ü yalnız bırakmadılar ve sevdikleri karakterleri atomladılar. Okuyucularımızın analizlerine geçmeden önce bölüm için bir iki kelam etmeden tabi ki geçmeyeceğim.
Narin'in bölümüydü diyebiliriz. Hatta Narin ve Oğuz'un bölümüydü. Oğuz'un sevdiği kadının kollarına kelepçeyi takarkenki iç savaşı çok etkileyiciydi. Neler hayal edip neler buldu. Hayaller Paris, gerçekler Eminönü durumu yani. Oğuz kırıldı döküldü ama yine de dimdik durdu Narin'in yanında. Ve tabii ki bencillikler kralı ve kraliçesi Kendal-Kadriye çifti anca apır sapır konuşarak sinir zıplattılar. Felsefik felsefik konuşunca yediğin naneler temizlenmiyor piremses. Kendal zaten ŞRFSZ'in önce gideni, kendini matah bir şey olarak göstermiyor sonuçta. Öte yandan Baran bu sefer hem anasıyla hem kardeşleriyle imtihan olmaya başladı. Ebru ve çocukları pişmiş tavuktan beter halleriyle yine kan ve gözyaşı döktüler. Sibel, Ayşe, Kasım cephesinden kıyametin ayak sesleri gelmeye başladı. Özlem bildiğimiz Özlem, Melek bütün Halfeti'nin Florance Nightingale'i olmaya tam gaz devam. Aslında böyle anlatınca, belli bir matematik içerisinde akan bir bölüm izlemişiz. Ama işte olay o değil. Drama çatısı altında anlatılacak beş bilemedin 10 çatışma vardır. Mühim olan, insanları peşine takan, nasıl anlatıldığı değil midir zaten? Ben galiba artık Karagül'ü bu cihetten seyrediyorum. 70. bölümü seyrederken ilk sahneden finale bağlanana kadar zırıl zırıl ağlayarak seyrettim. Oğuz'un yıkılıp, ölüp ölüp dirildiği o hali... Narin'in Kadriye-Kendal çetesi tarafından kuyuya atılıp sonra ''Sen ne yaptın?'' diye yerildiği o hali... Kızçelerin analarının başında parçalanışı, küçük kardeşlerini teskin edemeyişleri... Baran'ın hepsine elinden geldiği kadar yetişmeye çalışıp çaresiz kalışı... Ayşe'nin gururuyla sevgisi arasında kalışı. Ebru'cuğum bu hafta yatıp kafasını dinledi çok şükür ama
(ahahahsgshs kadın ölümle pençeleşiyor bu arada) gördüğü rüyasıyla attığı son dakika gölüyle o da içimi katılttı sağolsun. Hepsine üzülüp hepsine gözüm doldu. He fiziksel acımdan dolayı da psikolojim bozuk olabilir ama seyrettiklerimin etkisi altında kaldığım gerçeğini değiştirmiyor bu. Duygusal acı eşiği yüksek bir bölümdü ve bölümün üç yıldızı vardı Özlem Conker, Ogün Kaptanoğlu ve Mert Yazıcıoğlu. Üçünün de yüreklerine, emeklerine sağlık.
Bakalım ''Yazı nerde Papatya? Yaptığın bir ÖzetliYorum, onu da geciktiriyorsun,'' diyerek beni darlayan okuyucularım neler yapmış.