Ömer’in acısını kalbime gömdüm, Metin’in Tayyar Dündar’a attığı tokatın keyfini sürüyorum. Az önce Burak Tandoğan ve Engin Akyürek’in sergilediği şahane performansı şu an Saygın Soysal ve Erkan Can sergiliyor. Metin gerçekten sevdiği ve hayatını adadığı Nilüfer için Tayyar Dündar’a “sıkmaktan” çekinmedi. Gerçi bu Tayyar, ölür mü kalır mı bilemeyiz, bölümün sonunu bir görmek lazım. Bu sırada Elif ve evin hanımları nikâh-evlilik ve polis karısı olmanın zorluklarını içeren bir konuşma yapıyorlardı. Ned(f)ret Hala son bir ihtimal hala bu düğünün iptal olmasını bekliyor, siz o gülen yüzüne bakmayın yani! Neyse zaten bu muhabbet çok sürmedi, Metin’in kapıyı çalmasıyla evin hanımları ayaklandı, Elif binlerce soru sordu, Nedret Hala hiç susmadan atarlandı. Nilüfer bu sırada ayağa kalktı, gitmeye hazırdı. İşte aşk böyle bir şey, yapacak bir şey yok! Ne olursa olsun konu her zaman aşk… Bu arada bu romantik anlatımımın içine edeceğim ama Metin’i polisler götürünce Nilüfer ağıtlar yakarak abla evinde kaldı. Şu evin bahçesi bir kere huzurlu insan görsün be kardeşim! Evin bahçesini geçtim kapı kolları bile huzurlu insan görmeye muhtaç, bizimkisi öyle bir hikâye. İnşallah Elif ve Ömer’in evine sirayet etmez bu durum diyeceğim de bakalım o evde Elif ve Ömer’i “tam şekilde” nasıl göreceğiz. Unutmadan söyleyeyim; Ömer artık o kadar paranoyak olmuş ki “Tayyar ameliyathanede!” dediler inanmadı ve gözleriyle görene kadar da emin olmadı. Düşünün bu halde olan adama Metin yardım etti, işler iyice sarpa sardı. “Ben artık iyi olamam Arda, eski Ömer olamam artık… “ cümlesinin altında çok fazla ipucu var aslında, sonları hayrolsun.