Sibel ve Kasım ikilisine gelince; nasıl bir psikopatlık bizi bekliyor bilmiyorum ama bu ince maraz beni accccayiip cezbediyor. Melek ve Sabri kavuşcaksa kavuşsun, kavuşmayacaksa da Melek ve Özlem femme fatale girls olsun ne bileyim roket takımı olsunlar da o sıkıcı hikaye bir bitsin gitsin ne olur yalvarıyorum. Sibel – Kasım - Ayşe üçlüsü bence atar’ın giderin zirvesi bir üçlü. Rüyama bir Melek girdi de, kanadı burnuma çarptı da, çok kaşındı da tarzında mıymıylıklar seyredeceğimize biraz aksiyon seyrederiz. Yani ne biliyim, benim aksiyon anlayışım manasız bir şekilde 63748585859 km koşturmak değilse demek. Kasım manyağının planı ne? Bildiğim kadarıyla Kenan’a da güvenmiyor Kasım. Özlem’e olan aşkını hemencecik toprağa gömmesine hiiiiiççç sesimi çıkarmıyorum çünkü zaten olmamalıydı bence. Sibel, ‘’Kasım Allah senin belanı versin!’’ dedikçe Kasım’ın ‘’biiirrr daha söyleee’’ tarzındaki manyaklıklarını çok özledim açıkçası. Hem de dayaksız köteksiz manyaklıksa manyaklık. Sibel & Kasım rulzz yani.
Özlem de var tabii; şu kadına ağız tadıyla bir dedikodu yaptırıp flaş haber verdirtmiyorsunuz ya ciğerim soluyor ciğeriiiimmm. Ne güzel Ada ve Maya’ya Baran’ı söyleyip göbeği şıp diye kesecekti, hemen Ayşe’yi damlattınız ortama. Hem Özlem’in hem bizim kursağımızda kaldı. Bir de şey var bak onu unutmayayım, Melek kendini asarken o nasıl ortalığı ayağa kaldırmaktır. BA – Y IL – DIM! Hilal Altınbilek beybisi, harikasın harikaa!
Arkadaşlar ilk bölümün dolmuşluğuyla ortaya karışık bir şey çıktı farkındayım ama bölüm de böyle değil miydi sanki? Son iki paragrafımı Ebru kraliçeme ve Narin çiçeğime ayırıyorum. Biraz duygu seli kaplayabilir buraları haberiniz olsun.