Ah be adam! Nasıl sarasım var kapanmaz yaranı. O sıktığın yumrukları alsam avuçlarıma, gözyaşını gözyaşım yapsam, biraz olsun iyileşmez misin, azıcık sönmez mi içinin yangını? Ya sana Sema? Sefer (aşk) yazdığın elleri n’apsam? Parmağına takamadığın yüzükleri boynuna astığın o elleri. Hıçkıra hıçkıra ağlamanı. Affeder misin biraz kendini, deva olmaya çalışsam?
Kızacaksınız belki ama ben Sema’ya kızmıyorum, kızamıyorum. Ben galiba seviyorum böyle Türk filmine bağlanan havaları. Bir de hakikaten düşünüyorum, ben de söyleyemezdim. Dünyaya haykırırdım ama sevdiğime söyleyemezdim. Sema’nın deyimiyle: ‘’Seni bu acıya ortak edemeyecek kadar çok seviyorum.’’ Neyse ben sıradaki portakalımı Sefer’le Sema için yiyorum. Gözyaşlarınıza SefSe, gözyaşlarımıza…