Yüksek müsaadenizle girişe, kalbimden çıktığınca biraz methiye düzeceğim. Saralım geri, Pazar akşamına. TEGV 20. Yıl Özel gecesine. Çocukluğumun Mazhar’ı Cem Davran, Burçin Terzioğlu’nun otur, yat, kalk izle güzelliği, seçilen şarkıların çiçekliği, orada bulunan tüm oyuncuların yürekleri, sesleri… Daha ilk şarkıdan Şebnem Bozoklu-Ataberk Mutlu Bana Bir Masal Anlat Baba ile ciğerimin orta yerinden vurdular zaten beni. Şu an ismini yazamadığım bütün herkese en içten teşekkürler, en taze çiçekler. Konumuza bağlayacak olursak, Poyraz Karayel. Emel Çölgeçen, Celil Nalçakan, Cem Cücenoğlu, Kanbolat Görkem Arslan. En en en birinci, Emel Çölgeçen diyeceğim. Arkadaş o nasıl bir minnoşluktur! Safi şekerli kadın. Biz Sema reyizin o sert duruşuna çok alışmışız. Ben bayağı böyle Sema gibi bir şey zannederken, beklerken, ters köşenin tillahını yedim. Sesini de bir çıtır duymak isterdik tabii ama kulis bağlantıları da oldukça doyurdu bizleri. Vallaha benim dibim düştü kadının enerjisine, hayran kaldım yani, sizi bilemem. Cem Cücenoğlu’na koskaca bir alkış. Ve sesleniş: O sesi değerlendirin lütfen Cem Bey, lütfen! 20-25-30 şarkılık bir albüm yapın, başköşede saklamazsam n’olayım! Yazarken dayanamadım açtım, 216115176212. kez dinliyorum, Fikrimin İncee Gülüü… Kanbolat Görkem Arslan’ın karizmasını nerelerde saklasak, sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak? Kol Düğmeleri benim birtanecik şarkım, birtanecik şarkımı kimselere bırakmam, Barış Manço’dan başka diye diye yaşım oldu 23, fekat bu yorumu aldım bir köşeye, titreyen sesleri, loş ışıklarda muhafaza ediyorum, mutlaka uğruyorum her gün, bilginize. ‘Tatlının en güzel kısmı en son yenir.’ prensibinde biri olarak, tatlı dilliyi, güler yüzlüyü, Celil’i Nalçakan’ı sona bıraktım. Bıyık algımda baştan sona bir tarih yazmış adam, güpgüzel yüreğinden öperim. O heyecanı, bıyık altından sırıtışları pamuklara sarar sarmalar, mavi manzaralara dizerim. Böyle sayfalarca dökülesim var da, yeri değil. Bilahare yapıcam onu inşallah, aklımda. Hep kol kola, bir gün değil, her gün Celil!!
Toparlıyorum. Keramet törenlerde, gecelerde değil Albayım, keramet Poyraz Karayel ekibinde. İçinde bulundukları her ortama bir çiçek saçıyorlar ki, daha gelmez böylesi, o kadar diyeyim. Hani hep derler ya oyuncular, “Biz bir aile olduk,” diye; birinin ağzından böyle bir cümle duymadım ben şu ana kadar. Aile olmayı, dillendirmeye gerek duymadan, dibine kadar yaşattılar. Eminim siz de ailesinizdir, siz de güzelsinizdir de, Poyraz Karayel hep bir başka işte, kusura bakmayın. Aiiy daha neler yazasım var, korkuyorum nazar değecek diye, burada en yakın tahtaya bir tık tık yapalım lütfen. E bir de, buyurun 37’ye.