Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Oradayız
Sezon: 6 Bölüm: 2

Kill The Boy

Şaka şaka.

Yılmaz Özdil’e bağladım beni durdurun.

Tamam.

Oradayız.

Jon Snow’un bir noktada döneceğini hepimiz biliyorduk, işin eleştiri kısmına gelmeden önce, bölümün ölümden sonra yaşamla sıklıkla ilgilendiğini belirtmekte fayda var. (Iron Islands’daki “What is dead may never die, sen ölmemiş miydin muhabbetleri, Theon’un yeni bir yaşam kazanması, yazıda değinemediğim Arya’nın başka bir hayata ilk adımını atması, Yüksek Serçe-Jaime’nin Myrcella’yla ilgili diyaloğu.) Dizinin mitolojisinde de gözlerimizin önünde ölüp bir Kırmızı Rahip tarafından diriltilen karakter de var üstelik. (Beric Dondarrion-Thoros of Myr) Tabii, Beric’in her geri gelişinde, Lord Voldemort gibi, ruhundan bir parçayı da kaybettiğini söylemek lazım.

Yine de Jon Snow’un dönüşünün aceleye getirilmesi –bu kelimeyi kullanmasam olmazdı- kekremsi bir tat bırakıyor ağızda. Benim sahneyle ilgili en önemli derdim şu: Dizinin kefaret algısı bu kadar baskınken ve üstelik daha önce epik yeni yaşam sahnelerinde fedakârlık motifleriyle süslenmiş geri dönüşler izlemişken Jon Snow’un “Çok mu uyudum ya” deyip ayaklanması canımı sıktı. Örneğin Bran komadan uyanırken, Sansa’nın kurdunun ölümüyle paralel kurgu yapılmıştı, ya da Dany ejderhalarını kazanırken, abisini ve Drogo’yu kaybetmek zorunda kalmıştı.

Her şeye rağmen Jon Snow’la birlikte, Game of Thrones da taş gibi bir bölümle geri döndü.

 

 

 

 

 

1 2 3 4
Aras Bayram
02/05/2016 18:21
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR