Oradayız

Oraya geleceğiz.

İnsanın aileyle ilişkisi pek garip, tanımadığın insanların kucağına doğuyorsun, bu kadar fazla vakit geçirmek zorunda kaldığın her insanla olacağı gibi çatışıyorsun onlarla da. Sonrası ergenlik, hormonlar “aa kızlar varmış bana ne sizden” dönemi.

Bir de anlamaya başlama kısmı var daha sonra takdir etmeye dönüşen. O da insan denilen nankör hayvanın idrak etmeye başladığı tek anda, bir şeyleri kaybettiğinde çıkıyor ortaya. Üniversite için İzmir’den Ankara’ya taşındığımda geldi başıma, benzer süreçten geçenler hak verecektir, aile denilen mefhum, her şeyin ötesinde, seni karşılıksız sevmeleriyle, olanca ben-merkezli insanın ruhunu okşuyor, hele bir de o anlamsızlığıyla daha da büyüyen sevgi ortamından uzaklaşınca, fazlasıyla belli ediyor kendini ailenin önemi. 6. Sezonun 2. Bölümü “Home” (Yuva) da hepsinin ötesinde aile ilişkilerini irdeleyen bir bölüm. Aile Bağları gibi bir isimden pembe dizi damgası yememek için kaçtıklarını düşünüyorum.

Bölüm de benzer bir temanın etrafında açılıyor zaten. Bir kere şunu söylemek lazım, Üç Gözlü Karga ve yanındaki Orman’ın Çocuklarının hippi bir klan olmama ihtimali yok. Bran da aralarına yeni katılan bir hippi adayı, eğitimini tamamladığında “Ayaksız Papatya” gibi bir isim de ona verirler muhtemelen. 70’lerden kalma free love kültürünü yaşatmak için ağaç dallarının arasında trip’lere çıktığını düşündüğüm Üç Gözlü Karga, yanına Bran’ı da alıyor bu sefer.

Bir önceki jenerasyonun Genç Stark çocuklarını görüyoruz bir arada, salaklığı yüzünden kaybettiğimiz Ned, abisi Brendan, kardeşleri Benjen ve Lyanna. (Dizi teorilerini takip edenler için nam-ı diğer L, hayır Gossip Girl’le konumuzun alakası yok.) Sahnenin en tatlı yanı kuşkusuz Ned’in Benjen’a verdiği eğitimle Jon’un kendisine son hançer darbesini indiren Olly’ye yaklaşımının bire bir aynı olması. Yuvasına dönen Bran’ın coşkusu, aile saadetine duyduğu özlem Hodor’un gelişiyle son buluyor. Meğer Hodor’un ismi Hodor değilmiş, Wyllis’miş. Buralarda bir yerde Kramer/Cosmo göndermesi var.

Sahneyle ilgili foreshadowing okuması yapacak olursak sezonun ilerleyen bölümlerinde Stark çocuklarını bir arada görebileceğimizi düşünebiliriz, ama dizinin geleceği için daha önemli bir anlatı tekniğine, flashback’lere göz kırpıyoruz. Kuzeyin de kuzeyinde olan Bran’ı hikâyeye dâhil etmek ve ASOIAF evreninin fazlasıyla beslendiği geçmişiyle bir köprü kurabilmek adına şahane bir yöntem. Olasılıklar o kadar fazla ki uzun bir kışın sonunda tam pansiyon otelin açık büfesinin başında duruyormuş gibi hissediyor insan.