Bir önceki jenerasyonla bağlarımız, tarihi birleştiren anlatıcılar azalıyor bir bir dizide. Barristan'ın ölümünden sonra bizi eskiye bağlayan ana karakterler Stannis Baratheon ve Roose Bolton şimdilik. Onlar da karşı karşıya gelmeye hazırlanırken Sansa bir kez daha döndüğü yerin evi olmadığını hatırlamak zorunda. İçinde yaşamak zorunda olduğu psikopatlık zinciri uzunlamasına değil yanlamasına gelişiyor sanki. Joffrey-Littlefinger-Ramsay manyaklığının yeni halkası Ramsay'nin seks partneri Myranda.
Myranda anladığım kadarıyla kalça kemiğini fırlatsa Sansa'yı alnının çatından vurup rahatlıkla öldürebilir. O, başka bir yolu seçiyor. Sansa'nın geçmişinden bir anıyla, bir sembolle yüzleştiriyor onu. Winterfell'in yıkık döküklüğü, evinin artık yerinden olmayışının bir numaralı sorumlusu, ihanetin ve kefaretin leş kokularıyla vücut bulmuş haliyle; Theon Greyjoy'la.
Ramsay'le Theon'un yaşadığı homoerotik gerilimden, yemek masasındaki gergin atmosfere kadar türlü çeşitli psikopatlıkla dolu Winterfell sahneleri. Başrolde de Kuzey'in bir numaralı piçi Ramsay -artık- Bolton var. Babasından aldığı seks eğitimi, Walda Frey'in karnında taşıdığı çocuğa duyduğu nefret, kendi yaptıkalrı için Theon'a özür diletmeye çalışması... Hepsi Joffrey'nin yokluğundan kaynaklanan deli psikopat boşluğunu tamamlamak için. Ama kuşkusuz işin en garip tarafı; annesine tecavüz eden babasıyla bu hikaye üstünden kurduğu bağ. Bolton'lar olanca kötülükleriyle, ve bu kötülüklerini kucaklamalarıyla bir bütün artık.