Bahri Poyraz’ın akıllıca planı sayesinde sıyrıksız kurtuldu. Ama Adil çaktı durumu. Bahri Baba sorgudayken, Adil-İsmail karışımımıza bir güzel soktu lafları. Hayır anlamadığım, daha yüz yüze tek bir sahneleri yokken bu adamların (ilk karşılaşmaları geçen bölüm hastane çıkışında olmuştu, bu bölümde camlı aynalar vardı arada) nasıl bu kadar heyecanlandırabilir, nasıl def gibi gerip, hahahaha noldu Adil Topaaaalll rahatlığına eriştirebilir sonra. Bütün dünya şu Bahri Baba’mızın dürüstlüğüne, yüreğine sahip olsa yeminle çiçekler basar buraları hep. Lakin inanmadık! Ne Bahri’nin ‘’Evlat sahibi olmak, baba olmak anlamına gelmiyor,’’ cümlesinden sonra boğazı düğümlenen İsmail’e ne Poyraz’ın evine gelen, acıtasyonun allahını yapan İsmail’e inanmadık. Çünkü bu aynı adam, Adil Topal kimliğiyle sırf işler istediği gibi gitsin diye, torununu vurduran adam, kızını kaçırtan adam, oğlunu öldürtmeye çalışan adam. Şimdi bir de Bahri’yle Poyraz’ı ayırmak için oğluna kim bilir neler yapmayacak olan adam. Kalbi kömür gibi kapkaralaşmış adam.
Bu Meltem satar mı Poyraz’ı sizce? Ben ufaktan bir şeyler sezdim. Babasına hayrandır her kız çocuğu, kahramandır, aşktır babalar. İsmail’i hiç görmeden büyümüş olsaymış belki böyle bir ihtimali değerlendirmezdim ama Poyraz ‘’Sen o kızın kahramanıydın,’’ dedi. Babasını hatırlayacak kadar büyük olduğunu flashbacklerde de görmüştük zaten. Sakın Meltem. Yapma Meltem.
Valla mafya-polis-devlet üçlüsü olur mu bilmem ama bizim kuru fasulye-pilav-cacık üçlümüz bir harika dostum. Özlemişiz bu Poyraz-Sinan-Ayşegül sahnelerini. Aynı özlemi İsa’nın ödev sahnelerine de duyduğumu ilginize arz ederim.
Begüm’den daha da hayır gelmez. Poyraz yok. Annesiyle babası hakkın rahmetine kavuştu. Sinan yavrum bir şeylerin farkında ama durumun ciddiyetinin farkında değil –haliyle-. Begüm-Adil sahneleri çoklaşacak gibi. İntikam ateşi Begüm’ü çağıracak, Begüm de hiç düşünmeden atlayacak. Zaten Poyraz’ın mutlu olması tehlikeli ve yasak. Tabii canımm niye mutlu olsun ki Poyraz!