Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
*’’Hiçbir şey anlamadığım konuşman için sağ ol Defne’’
Senin anlamana gerek yok, Defne anladı. Defne’ye çok kızmış olmana rağmen, Sude’nin yalan söylememiş, aslında bir gerçeğin ortaya çıkmasını hızlandırmış olmasına rağmen yine de çıldırdın Defne için. Onun hakkını yedirtmedin. İntikam mı, ders vermek mi bilmem ama Sude’ye aynı acıyı çektirdin. Sana, bu adaletine, onun için kuzenine ve amcana rağmen gerekeni yapmana hayran hayran bakıyor Defne. Gel gör ki o ağzından kaçan günlerdir çizdiğin cool profilin üstünü çizdi. Çizsin. Parampirçik etsin. İçten bir ‘’canım’’ demen bile oduncu kazağıyla güne başlamasından anladığımız kadarıyla depresif olan Ömer’i kendine getirmeyi başardı.
Duydum…Duydum, duydun, duydu. Bu da bir nevi hediye aslında. O çapkın ses tonun nüeeeeydi ki öyle.
*Her ne kadar Defne sabah sabah Ömer’e yürüse de, intikamını unutmadı. Kendi yerine senior’ını gönderdi. ‘’Ay sen beni mi bekliyordun, kıyamaaaaam. Daha neler ya!’’
Sen de az değilmişsin be kızım, şoktan şoka soktun. İllla benim odama, benim ofisime geleceksin, illlla benimle çalışacaksın diyorsun. Ömer nasıl el el üstünde, el de tasarım üstünde kaldı aksjdjkasdak. Bu gurur senin cüncor.
*Yumuşak göbeğini de bulduk Ömer’in, burdan yürü Defne. Yürü yürü yürü! Dayanamayıp söylüyor bir de ‘’yapma demedim mi şunu’’ diye. Niye ne oldu için bir acayip mi oldu olay nedir ^.^ Bir de gol yedin Defne’den.
Gelmiyor, odana gelmiyor ve oraya gelip çalışmıyor seninle. Sen gideceksin Defne’nin yanına, çünkü Defne reyiz öyle istiyor. Ömer’i aaaallak bullak etti. Beyninin off tuşuna basmışlar gibi oldu.
‘’Ömer, benimle çalışacaksın. Hem de benim odama gelip, deplasmanda yani. Senin masanda, senin odanda değil. Hem de kendi isteğinle, er ya da geç. Geleceksin.’’
Sen? Ömer’in üstüne yürüyerek? Hem tehditkâr hem seksi bir ses tonuyla? Güçlü bir şekilde? Bana geleceksin, er ya da geç diyerek? Kendinden bu kadar emin? Bihter… Is that you? İnşallah hocam.
