Ve dünyanın en creepy ilişkisine geçelim. Sally ve Glen’i bu sezonun ikinci yarısında ilk defa görme mutluluğuna eriştik; fakat Glen ekranda belirdiğinde sizin de ağzınız açık kalmadı mı? Kendisi American Hustle’dan fırlamış Bradley Cooper’a dönmüş ve Betty’ye sırılsıklam aşık. Peki ya Betty’nin eve gelen misafirin Glen olduğunu öğrenince takındığı tavır; gözünü kaçırmalar, saçlarına çeki düzen vermeler, baştan aşağı süzmeler. Sanki bir üst sınıftan beğendiği çocukla konuşuyor ve kendisinin de yakında üniversiteye başlayacağından bahsediyor. Ve işin fenası Glen yanağından öpmek için Betty’ye yaklaştığında, bunun önündeki tek engelin Henry’le evli olduğunu düşünecek kadar gerçeklikle bağını koparmış durumda. Çocuk neredeyse Vietnam’a senin için savaşmaya gidiyorum diyor, bizimki uğrunda savaşan gladyatöre bakar gibi gururlu ve mutlu. Baştaki soruya geri dönersek Betty daha ne istiyor? Francis Residence’ın hanımı olarak mutlu değil. Don’la birlikte yeniden kurulacak bir hayat ihtimali olanaksız. Modellik ve reklam oyunculuğu için geç, yeniden okula dönmek ve bunun havasını basmak için ise heyecanlı. Peki Glen ne alaka? Bu biçare kadının hayatındaki nasıl bir boşluğa denk geliyor ki, Vietnam’a gitmesi için gözünü kırpmadan 17 yaşındaki bir çocuğun sırtını okşuyor? Çok sevilme ve uğrunda ölünme arzusuysa bu boşluk, Glen’in Vietnam’dan dönen cenazesinde akıtacağı gözyaşlarında bile Betty kendi yansımasını görecek, muhtemelen ağlarken aynaya bakacak, Glen’in ebediyen gidişi ve Sally’nin yıkılışı umrunda bile olmayacak.
Glen’in Vietnam’a gideceği haberinin şoku, Betty’nin Glen’le kapı önünde adını koyamadığınız garip flörtleşmeleri ve Sally’nin birlikte okul gezisine gidecek arkadaşının Don’a apaçık yazmasına Don’ın onu kırmadan karşılık vermesi... Böyle bir anne babaya can dayanmaz, değil okul gezisi yapmak o otobüsle okyanus bile geçilebilir. Yaşlandıkça anne babalarımıza benzeyeceğimiz, onların iyi kötü huylarının hücrelerimize kadar işlediği ve buna bir yere kadar karşı koyabileceğimiz gerçeği Sally’ye babası tarafından söylendiğinde onu dünyanın bir ucuna götürüp onlardan korumak istedim, mesela Glen’in geçen sezonlarda Sally’ye müzede teklif ettiği gibi Afrika olabilir. Hiçbir yararı olmayacağını bilmeme rağmen. Hedeflerini bir bir belirlemiş Peggy ve Ted, reklam sunumunda işleri eline yüzüne bulaştıran Mathis, hayatını Joan için değiştiren Richard, ebeveynlerinin hareketleri karşısında sürekli şaşıran, arkadaşlarının çoktan yapılmış planları karşısında ise sadece yemek yemek istediğini söyleyen Sally, bir işe yaradığını göstermek için savaşa gitmeyi göze alan Glen, eksiksiz görünen hayatında egosunu okşayan bir maceranın peşinden giden Betty ve elbette ki şirketin tarihi için ses cihazına notlar kaydederken “her şey iyi olacak, iyi olmak zorunda,” diyen Don. Hepsi zaman zaman evin ortasındaki şezlong kadar alakasız, uyumsuz ve yalnız. Hepsi bu dünyada yerini arıyor. Yeni bir dünya kurmak için çok geç belki ama Glen’in çocukluğun verdiği saflık ve sınırsız hayalgücüyle söylediği Afrika’ya gitmek fikri onlar için kurtarıcı olabilir.