Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Kızamıyorum Ali’ye de Selin’e de. İkisi de o kadar haklı ki davalarında. Şöyle dalıp gidip düşünüyorum ben olsam n’apardım? Bilmiyorum. Ali gibi ‘deneyelim’ mi derdim, Selin gibi ‘olmayacak’ mı? Bilemiyorum. Ali’nin kıskandığını Selin’e itiraf ettirme çabaları neydi? Ali o ‘olmayacak!’ sözünü duyduğunda paramparça oldu. Hepimiz hemfikiriz bunda. Duyduk ki Selin’in sevgisinden de şüphe etmiş. Onun kadar sevmediğini düşünmüş. Hiç değilse sevdiğinin sevgisinden emin olsun diyeydi o kıskançlığı itiraf ettirme girişimleri. Neyse ki çok bekletmedi Selin. ‘’Eşşekler gibi kıskanıyorum!’’ diye fısıldadı Ali’nin gökyüzüne. İnsanlık için küçük, AlSel aşkı için büyük bir adımdı diye düşünüyorum. Bir yere bağlanmadı, sonuçta sevgili olamadılar gibi düşünsek de bundan sonrası biraz kazak sökülmesi. Şöyle ki önünde sonunda o kazak sökülür. Ama zaman alır, yumak bittiğinde, yeni yumağın eklendiği yerlerin sökülmesi zordur. Eliniz sıkıysa örgü de can bile acıtabilir. Ama önünde sonunda sökülür. Güzel günler göreceksiniz uzayınızda çocuklar, güneşli günler. Çokça sabır. Bir dip not; ne güzel oynamışsın Hande Erçel. O kıskanç bakışlar, içten içe bin parçaya bölünüp de güçlü görünme halleri. Yüreğine, emeğine sağlık.
