Bir kadının atlatması gereken en büyük travmalardan biri doğum bence. Narin’in insanın ağırlığını hesaplaması gibi, doğurduğun çocuk her şeyiyle senin sırtında. Doğum anına korkan gözlerle bakan Deniz ve Narin; biri sırttan atılıp tekmelenen, diğeri ise üstünde durduğu sırtın yok olduğu iki çocuktu. Çocuklar gördük ki bir şekilde ilerliyor ama çocuklarının ölmesi anne-babaları pek ilerletmiyor. Bunu da Narin’in, Deniz’e ‘’Beni bırak, benim çocuklarım var artık,’’ demesiyle gördük. İkizleri olmasa hiç tereddütsüz giderdi Deniz ile, ama Deniz duramadı. Bayıla bayıla izlediğimiz yolculukları, bir kaza ile bitti. Finalde iki kadim dostun araf konuşmaları, hem güldüren hem ağlatan bir Merhamet farkıydı. Bir daha böyle bir final göremeyiz. Merhamet ile ilgili son kez yazmak çok zor. Narin ile Deniz’i o sahil kenarında şakalaşırken hatırlayacağız. Erkeklerin dünyasının hesaplarının sonuçlarını, bütün güçlerine rağmen en ağır şekilde çeken ve bu dünyada iki kadın olarak dost olmayı başarabilen iki tatlı kalp çünkü onlar.
Umarım Merhamet’in vermek istediği her şeyi doğru almışızdır. Yerli diziler arasında böyle güzelliklere pek fırsatımız olmuyor çünkü. Hiç unutulmayacaksınız Narin, Deniz, Sermet, Fırat, Irmak, Şadiye, Atıf, Can, Mehmet, Ali, Kara Hatice, Moskof Recep, Ümmü, Zafer, Tatyana ve ‘Rafet’...