“Köstebek kim?” sorusuyla bıraktığımız Şeref Meselesi’ni, “Köstebek kim?” sorusuyla açtık. İhanetten sabıkalı Selim miydi, yoksa Yiğit’e hırsından babasını dahi ateşe atacak olan Yılmaz mıydı? Bölümün en son anına kadar konduramasam da Selim’den şüphelendim. Yılmaz, basit bir aşk oyunu için babasının imparatorluğunu yerle bir etmez diye düşünüyordum. Selim’in ise birçok nedeni vardı Yiğit’e sırtını dönmek için… Parasını alıp başka bir ülkede, başka bir hayat yaşayabilirdi. Yiğit’in tüm aşağılamalarından uzak bir hayat… Ama Selim utandırdı beni, çünkü kendini gösteren tüm okları sözleriyle tek tek parçaladı. Selim, zamanında bir hata yapmıştı ama artık Yiğit’e sırtını dönmeyecekti. Çünkü Yiğit’i kardeşi, yoldaşı olarak görüyordu. Onunla çıkmıştı bu yola ve onunla tamamlayacaktı. Ya da tamamlayabilecek miydi? Yiğit, içindeki şüpheyi susturup Selim’e kulak verebilecek miydi? Selim’in söylediği her kelimenin ne kadar haklı olduğunu görebilecek, Yiğit’in kendisini nasıl yalnızlaştırdığını ve insanları hor görmeyi nasıl alışkanlık haline getirdiğini anlayabilecek miydi? Yiğit, eski Yiğit’i gömdüğü yerden çıkarabilecek miydi? Selim yaşarsa evet, Selim Yiğit’in silahından çıkan kurşunla hayata gözlerini yumarsa hayır.