*Rüyalarda buluşmasak mı artık Defo'ciğimm?
Defne, bornozla duştan çıkarken başlayan bir bölüm pardon rüya, hem benim hem de Ömer'in kalbine çok fazla. "Ömer'in rüyalarında mı kalsak hep?" diye düşünmüştüm taa ki gerçeklerini görene kadar. Tatlılar tatlısılar yahu! "Günaydın sevgilim" mi? Defne suyu püskürtür işte. Ani oldu ama sen bize bakma Ömer'im İplikçi'm, bi daha mı gelicez dünyaya? Koşmaya devam et sen. Show must go on! Defne'nin rüyasındaki üç kişi olma halleriyle, Ömer'in rüyasındaki yorgan altı halleri, artık fazlasıyla işaret ikisi içinde. İstiyorlar işte, başka açıklaması yok. Ömer diyor, bilinç diyor, rahatlaması diyor. Yani demek istiyor ki, "Zalımın kızı, bilincim kadar biz de bi rahatlasak mı artıkın?" Tabii ki, elitliğinden ödün vermemek için Ömer, "Rüyalarımızdan sorumluyuz," dedi, niyeti bir kez daha belli etti. Cinsellik içerikli sohbet varsa ben yokum diye yok olan Defne'li bir sohbet olmadı, ama yine bir tam da şey olamadı ama olsundu, Defne de yavaş yavaş kabuğunu kıracaktı. Şu an bir kabuktan kafasını çıkartıp, beni ve Ömer'i bir şoke edip, bir anda içeri geri kaçıyor, böyle yapa yapa kabuk kendinden deformasyona uğrayıp kırılırdı zatendi.
Asansöre binen insanları gören Ömer kadar şaşkınım ben de o insanları gördüğümde. Hakikaten iş asansörüymüş, binen oluyormuş, inen oluyormuş. Bir de bunlara aldırış etmeyip Defne'sini öpen, boynunu okşamaya çalışan, elini öpen Ömer Bey'ler'in verdiği mutluluk çok bir fazlaymış. Yeriiiim yer!
*Elma'yı yiyen Defne!
Derya'nın çılgın şükela hallerine "Beeeen Ömerrr İplikçiii, herkes benim karşımda saçmalar," diye düşündüğü için, fazla şaşırmadı Ömer. "Topla" dediğinde bana bir gülme geldi. Bu ne ciddiyet kanka? Asansörde sen az önce sevgilinle cilveleşirken iyiydi ama tüm havan Derya'ya mı? O da şunun şurasında biraz senden ve geçmişinden bahsetme telaşesinde, sünnet diyor, olurken diyor, korktunuz mu diyor. Ahahahahah. Topla Derya topla, düşündüm de şimdi harbi çok dağıtmışsın. Derya sünnet mevzularından konu açınca korkup Passionis'ten uzaklaşan Ömer, çareyi Defne'yi görmekte buldu. 15 beş dakika falan olmuştu Defne'sini görmeyeli hem, özlemişti, uzak duramıyordu. O da ne? Defne elma yiyordu. Defo'ciğim sen de artık stiletto modelleri göstereceğine, giy de ayağında görsün Ömer. Hani üzerindeki herşeyi çıkarsa bile, stilettosuyla kalabilen ve şahane görünmeye devam eden kadınlar? Gittiğine bin pişman olan Ömer İplikçi'ye ayrı bir kalp, bakışlarını 17. bölümde Defne'yi arzulayan Ömer'le tıpatıp aynı yapabilen Barış Arduç'a ayrı bir kalp. Bu ne oyunculuktur, hayran olmamak elde mi?
Defne, utanmadan elin Cherrie'sinde elma yiyor, yahu hani yasaktı? Adam bir şey oldu, ne o, heh kafası karıştı. Defne, kendi ayağına sıktı ve "Ben Defne'yi Passionis'te istiyorum Sinan," şeklinde nur topu gibi "Şimdi n’olcak acep?" sorunumuz doğdu. Olsundu, Ömer akıllıydı. En başından beri neden Yasemin'le konuşmuyor diye düşünüyorum zaten. "O kız senin kalemin değil zaten" diyen Yasemin'lerden, "Çok yakışıyorsunuz" diyen Yasemin'lere, işte bu! Yalnız geçen sene evlilik diyince Ömer'in burnundan ateşler çıkmasının sebebi, ikinizi evlendirmeye çalıştığın için olabilir mi Yasemin? Bunu bir düşünmelisin tatlım. "Evleniyoğğlaaağğğ da, aile meselesi," hahahahah Sinan'daki hava binbeşyüz. "Verdim gitiii!" yok yok Yasemin'in havası, Sinan'ın havasını döver. Yalnız Yasemin dedi, kız tarafıyım dedi, hani şu ayakkabıyı çalıp Defne'nin üstüne suçu atan kadın, hani şu Defne'yi Passionis'ten ve Ömer'in hayatından yok etmeye çalışan kadın, hahahahaha. Kız tarafı dedi, en son onu İso yoluyla yenge yapacaktık Defne'ye, şimdiden anadan babadan ayrı kardeşler aracılığıyla elti oluyollağğğ. Gelsin gelecekteki, "Hayır Passionis en çok benim" kavgaları.
*Asistan-Patron Fa fa fa fantazisiğğğ
Ps: En bi sevdiğim
Ömer'in çıldıran hallerini ah ne kadar özlemişim. Kendi kendine söylenmesinden tutun da, Derya'yı çağırıp, kibarca bozduğu hallere kadar. İşte aradığım patron, vallahi bakın. "Dosyayı eksik yollamak nedir ya dosyayı eksik yollamak nedir?!! Derya hemen bana bi bak, bak bana hadi. Arge'nin raporları zaten atmosfere karışmış bir şekilde bana ulaşmıyo, nasıl iş bu nasııığğ" 444 Not Found. Aradığınız Patron Ömer İplikçi'ye şu anda ulaşılamıyor, o şu an ani bir manevrayla Defne'nin sevgilisi Ömer moduna döndü. Peki ben size soruyorum şimdi Ömer Bey, "O mimikler, o ses tonu nedir?"
Ahhh Korayy Sargıııın, nerdesin nerdee? Gel, cilvekar kadın dediğin Defne'ye, dön de bir bak istedim. O cilvekardıysa bu ne? Defne'yi Passionis'e geri döndüreceğinizi biliyorum Meriç Hanım, bilerek o asistan odasına sokmayıp, ortak alandaki masaya oturttunuz onu diii miiii? Ah çok teşekkür ederim. Yazar burada ağlamıyor, gözüne Passionis'e gelince bir değişen Defne kaçtı. Elmayı dedi, yedim dedi, vuslata dedi, erebiliriz dedi. Oh my god! Kendi kendine "N’olcaksa olsun" diyen Defne, Ömer'in karşısında dile geliyor. Ateşle oynuyor, en kötü yanarız diyor, zaten artık di mi diyor. Harbiden Defne "diyosunnn?" Ben de Allah diyorum, burada Star Tv bi pause tuşu opsiyonu yaratmalı ki, bir nefes alayım, idrak edeyim, kendime geleyim. Ben de Ömer kadar ciddiyim, benden onay var; yürüyün, yürüyün.
Ah Ömer'im İplikçi'm, Defne'sini görünce yine "Passionis batsın, dünya yansın umrumda değil," moduna geçti, diyorum tüm havası şekli Derya'ya diye, kimse anlamıyor. Zaten, Defne'nin niyetinden emin olunca, şirketi ateşe verip eve gitmek istemediyse ben de bir şey bilmiyorum. Sonuçta Defne bu Şükrü, bugün tamam der, yarın vageçer.
-Biz meşgulüz kardeşim.
-Neyle?
Hahahaha!! İlahi Sinan, sen de konduramıyorsun değil mi Defne ve gece meşguliyetini? Yalnız sana benden spoiler, Defne bu işe he dedi, Ömer bile bunu idrak etti, sen de etmelisin artık. Defne'nin gözü de Sinan falan görmüyor, fantazinin anasını ağlatıyorlar, o dakikalarda. "Efendim Ömer Beyyyyy" Koray Sargıııın yetişşş, fingirdeşiyorlar yetiiiş. Allah'ım dayanamıyorum galiba, zevkten ölüyorum. (Bu arada Defne, Sinan'a hala "Sinan Bey" diye hitap ediyor. O Passionis'te ilk arkadaşı Sinan'dı Defne'nin. Koskoca Ömer İplikçi'ye bile bir şekilde "Bey" demeyi bırakan Defne'ye Sinan'dan, "Ne Bey'i yenge bana doğrudan Sinoş de, kepçe de, en olmadı Sinan de," demesi gerekiyor. Yengeden korkmayın Aşk-ı Memnu çekmiyoruz burada. Tamam haklısınız, Sinan söz konusu olunca insan bir tırsıyor)
Ya Zübeyir'in halleri kalp ben asıl! Nokta atışı sahneler, Ömer'in yanında çılgın olan herkese bayılıyorum. Zaten Ömer'in yanına, kimi koyarsak koyalım bir çılgın kalıyor hahahaha.
-Ömer Bey doktor geç kalacakmış.
-Bananee Zübeyir!!!
Zübeyir yanlış yerde, yanlış insanla muhatap oluyor, üstelik yanlış zamanda. Adam sevgilisiyle iki lafın belini kırıyor, ah neler neler hayal ediyor, gelip hayallerin üzerine kara bulut gibi çöküyorsun, oluyor mu? Ya bir de "Anladıııımm," dedi ya Zübeyir, pause pause gülmem lazım. Ömer İplikçi'nin karşısında, gayet neyi anladığını belli edecek kadar cesur mu yoksa her şey saflığından mı, pek anlamadım ama olsun, Defne anladı. Şu an DefÖm'ün cilvekar hallerine şahit olan tek Passionis çalışanı Zübeyir. Ve öyle saçmalıyor ki şirkette, yanarım yanarım, şirkete gıybet olsun diye bunu anlattığımda kimse sallamayacak.
Zübeyir: Size bomba bir haberim var! Defne ve Ömer Bey fingirdeşiyo.
Derya ve bütün ofis: HAHAHAHA İLAHİ ZÜBEYİR.