Mucizelere inanarak yola çıktığımız Kiralık Aşk'ta,

"Bir gün gülersin

Bir gün ağlarsın

Birgün bulursun kendini yerde..

Ama belli olmaz

Hayat bu inanılmaz

Zengin de olsak aynı fakir de..

Bir mucize tanrım bize

Hayat biraz gülsün diye

Günah değil ayıp ne de

Tanrım bize mucize"

diyoruz, 45 hafta sonra yine. Başladığımız yerdeyiz ama bir o kadar da çok yol katettik. Semt hala Defne'lerin ama ev kira değil mesela. İşte bunun gibi, dışarıdan bakıldığında belki çok da farkedilmeyecek ama kendi içinde çok keskin değişiklikler yaşayarak, başladığımız yerde devam ediyoruz, en güzel hikayemize..

Araya giren 'Haziran 2016' ya göz atarak başlayacak olursak eğer, catering şirketinin İplikçi düğününe attığı kazık, kızılacak cinsten. Ne demek trafiğe kalmak? Biz o düğünü yapabilmek için kaç cendereden geçtik haberin var mı kardeşim? Evet, Ömer ve Defne'sinin düğünü diye düşünüyorum ben. Çünkü Defne ve Sinan'ın düğünü olsa mesela Ömer bu kadar heyecanlı olmazdı. Flashforwardlara goygoysuz bakamıyorum ben, elimde değil.. Tek düğün olduğunu zaten anladık. Gelin cümlesi tekil kullanıldığı için, ki zaten Yasemin 40 numara giyiyor, ayakkabı Derya'ya olduysa gelin olsa olsa Sude'dir demiştik, ki buna da ihtimal vermek istemiyorum. Tek düğün varsa DefÖm'dür, evrene mesajım bu yönde.

Sude demişken, kız 15. bölümde diziye giriş yaptı 45. bölümde Sinan'ın kendisini sevmediğini anladı, bakın bu dramdır. Tam tamına otuz bölüm sonra aydınlanma yaşayan Sude, kendini Deniz'in kollarına teslim etmek üzere, pek bir beğendim. Ama şunu beğenmedim, neden Ömer İplikçi çakması gibi bir Deniz Tranba yaratıldı? Yatağa yatırmalar, ayakkabı çıkartmalar, saçlarını okşamalar. Bir sonraki level, Sinan'ın yazlık ev olmasa bari. Ömer İplikçi'nin evi bir oda bir salon anladık, Deniz neden o koskoca evi bir oda bir salondan ibaret tutmuş bana biri bunu açıklasın. Hoşlandığı kıza yatağını hediye eden, koltukta yatıyor. Sanırım bir tür, aşık adam böyle olur diye gösterme şekli. Ya da kıza kendini acındırarak onu etkileme yöntemi. Hayır kardeş, sen dizinin en zengin adamısın, bitmek tükenmeyen bir kaynağın var, darphaneden çıkan para sana geliyor, neden evinin diğer odalarını kiraya verdin de koltukta yattın? Resmen misafir odam yok, bana gelmeyin demek istiyor. Saygısızlıkta son radde, teessüf ederim Deniz Tranba, yakıştıramadım. Ha bu arada, Derya ağlıyor şu an, ne demek Deniz'le sen evlenmeyeceksin?

Deryaaaaağğğğğğğ kaaam on may lidıl asistınt..  Canım ben senin baştan savma işlerini, korkunu yerim. Dünya diyor güneşin diyor etrafında diyor, 24 saatte dönüyor ben ne yapayım diyor. Tatlım benim, eğer aheste aheste 35 saatte dönseydi de Ömer senden bir günü 40 saate tamamlamanı isterdi, çok da şeyapma. Nöğğ nöğğ senin bir suçun yok, Defne'yle sevişemediği için tüm bu olanlar, üzülme lütfen. Ömer'in gelmeyeceğini öğrendiğinde Derya'nın tepkisi kalp ben. BİR DAHA SÖYYYLE!! Selin Uzal'ın mimiklerine ve Ragıp Gülen'le yan yana geldiklerinde oluşturdukları tiyatral sahnelere bayılıyorum. Zübeyir kalp kalp kalp diye gezebilirim şu an. Ne demek kahvaltıya gidelim Derya? Yahu gitsenize siz de Sinan'ın yazlığına, oralara giden bir otobüs falan vardır illa ki, olmadı servis kalkıyor dediler diye biliyorum ben. Vuslat Evi kalkıyor, Vuslat Evi bir iki, binmeyen kalmasın, üç dakkaya kalkıyor.

DefÖm.. Ömer ile Defne'si.. Defne ve Ömer.. Ömer'in Defne'si ve Ömer. Yaa yerim ki, yerim ki. Konuya giremiyorum şöyle tatlılar böyle şekerler demek istiyorum bir kaç sayfa. Taze çilek gibi, acı çikolata gibi, yes! Gel gelelim dışarıdan göründükleri gibi değil işte durumlar, içinde olmayan bilemez. Defne'nin, Ömer'in de farkında olduğu bir derdi var, ne zaman olmadı ki? Ömer içeriği bilmiyor, ne zaman bildi ki? Cüretkar Defne'ler ve bu hallere bayılan Ömer'ler.. Acı bir telefonla kesilen yakınlaşmaları ve ortamı terk etmek zorunda kalan Defne'ler. Öm'den Def'i çıkarın geriye ne kalır ki? Ben söyleyeyim, hüsran.