*Ömer sen de az duygusal serseri, romantik pirems çıkmadın he. Ofise gelir gelmez hemen Defne’nin odasına uğrarmış. Sevgi pıtırcığı olmak için bir dakika bile bekleyemezmiş. Akşam sevgilisiyle baş başa olabilmek için seksü seksü girizgahlar yaparmış. Defne’nin aklı gitti akşam şimdi bu bana ne yapar diye. Defnecim valla adamın seviye ulaştı Allahuekber dağlarına demiştim. Şimdi Allah’a doğru gidiyor direkt. Yeter adamı tut ayaklarından yere indir iyi olmayacak böyle. Sen diyor bana lazımsın diyor. Bayılma diyor. Kazağını çıkar sıcak olduysa diyor. Çakaaaaaaaal. Siz tabii görmediniz, son teknoloji tv mevzusu biliyorsunuz. Ömer gitti kombiyi kökledi beş dakika önce. Defne’nin odasını 61 derece yaptı. Sen ne adamsın ya. Bu arada sen niye panik oldun ki kızıl yürek? Adam senden ne isteyebilir, istese sen ne yapacaksın? Tatlım ya bu da küçük tatlı telaşlarda.

*Erkekler hiç boşuna kıskançlıklara taşikardi krizlerine girmesin. Adam kursa başlayacak diye yeni çizim takımı almış. Belki simli kalem bile vardır içinde. Hadi kutuyu aldın, bari defne yaprağı koyma be adam. O yaprakları koluma bağlayıp aşırı dozdan gidiciiim. Seviyeyi aldın ne yüksekliğe taşıdın, seviyeyi göremiyoruz bile biz aşağıdan. Sonrasında tam bir beybiliboy-beybiligörl sarılması da geldi. Keyifle kutu sütümü içerken bir yandan da çılgınca meyve tabağıma davrandım keyiften. Size mutluluk hormonları, bana proteinler vitaminler. İşte sağlık sektörüne dev yatırım. Teşekkürler Kiralık Aşk.

Yalnız ayağından saçına coolluk akan Ömer direkt ''yingemlere gidek de bi içli köfte yapsın bize'' seviyesine geldi ya helal olsun. Neriman ve Defne en son yazın karşılaştılar sanırım. Arada bu kadar gergin bir konu varken, Defne ona olan borcuyla ilgili uğraşırken asla muhattap olmuyor Nöro’yla, çok enteresan. Halbuki Necmi’den atarı yedikten sonra gözü korktu Neriman’ın, şimdi o kadar yana yakıla evlen ayrıl diyeceğini sanmıyorum. Herhalde bu yüzden borcun yerini değiştirdik, Deniz’e bağladık Defne’yi. Ah Defne ah, krediyi krediyle ödeyen emekli memur gibisin.

*Yasemin ve Sinan’ın sahnesinde gerçekten de duygulandım. Yasemin sonunda içindeki iyi insanı bulmuştu. İyi demesek, zararsız desek daha doğru olur belki. Dalaveresiz iş yapmayı, insanlara insan gibi davranmayı öğrenmişti sonunda. Hele kovulmuş olmamak için acındırmadan, zorlamadan kendi istifa etmek istedi ya, dedim gel hemen acil sarış aaaaacil. Yasemin şirkete ihanet etmedi, hatta Deniz’i kızdıracak bir sürü harekette bulundu ve Sinan’la konuştuğunda bile tamamen iyi niyetliydi. Sude’yle oynadığı oyunda hiçbir zarar görmüyorum, herkesin yapabileceği bir şey. Hatta Sude’ye kızdı bile ya kurtaramasaydım, markayı ne hale getirecektin diye. Bunların hepsinde biiiiinlerce ibret var. Sinan ‘bizden mi korktun Yasemin, gerçekten mi?’ sitemindeki üzüntüyü ben bile hissettim. Sinan’a şöyle hareketler yapmayın, bozuşuyoruz. Bundan sonra Yasemin bu çizgide ilerlese, zararı değil yararı ve minnoşluğu dokunsa çok çok güzel devam edeceğiz. Bütün kötü enerjimizi Sude’ye paralize, aman kanalize edeceğiz. Teşekkürler Sinan ve Ömer, Yasemin’i şirkete tekrar kabul ettiğiniz için.