*Amaaaan, aramız bozuk olabilir ama bu röntgencilik yapmama engel değil. Gizli gizli izlersin öyle, adama ‘benden nefret mi ediyorsun’ diye sorarsın. Hayır üzülüyorum da, sürekli sorup sorup duruyor, her zaman ona bir piremses gibi hissettiren Ömer şimdi yüzüne bile bakmıyor. Neyse, bu halimizle yine düğüne geliyor bir çeyreğini getiriyor diye sevinmen lazım. Adama da helal olsun, ben olsam sinirimden limuzinle mekanın önünden geçer kalaşnikofla ateş açarım, adam gidip düğüne yardım etti limonatasını içti. Arabayı aniden durdurduğunda ödüm kopardı benim, aha Tramba dedim durdurdu, Şimdi de kezzap atacak suratıma diye. Atmadı, e efendi adam.

*Ahahaahaha dünyanın en iyi ‘ne bu hal olm’ görseli bu kesinlikle. İnsana İsmail gibi bir arkadaş, her kadroya da Kerem Fırtına gibi bir seksü karizma lazım. Adamın ses tonunu duyunca bile 7 milyar insan arasından ayırt edebiliyorsunuz. Peki ya Serdar? Oğlum Serdar, seni bile sevmeye başladıysam muhtemelen zaman içinde Sude’yi bile severim. Tüm bu işleri başımıza sen sardın. Ama dua et ki seni canlandıran Osman Akça çok iyi bir oyuncu. Bu sarsak sersem halleriyle gönlümü aldı. Yoksa kloraklasak da çıkmazdı o leke haberin olsun.

Bir yandan Türkan teyzemiz. Biraz atarlı, yer yer sinir bozuyor ama tam bir teyze işte. Tam bir anneanne. Hatta ANANE. Torunlarını binbir emek, anası babası bakmazken bakıp büyütmüş. Binlerce kez teşekkür etsen işin içinden çıkamazsın. Kıyamam o da içsel bir çatışma yaşıyor, Ömer’e aşık. O aşık aşık bakışlarını gördükçe kahkahayı patlatıyorum. Neneeeem kimlere kimlere yar olmadı, sen var git emekliliğini yaşa.

Esra, zibidi zıpır Esra. El kadar çocuğa o ses tonuyla ‘‘bu ne şahane tesadüf böyle’’ denir mi be adam. Al işte, aşık ettin kendine. Önce Defne, sonra Türkan teyze, şimdi de Esra. Behlül, is that you?

*Geri dönelim Serdar’ımıza. Defne’nin gerçek abisi İsmail, ben size söyleyeyim. Kendi tarzıyla anlatmaya çalıştı kardeşini. Tüm goller kendisine, kendi kalesine dedi. Ömer de mecbur, potansiyel kayınbiraderini susturamadı, kıramadı. Ama keşke yeterli olsa söylenenler. Öyle iyilikler, kötülüğü dokunmamazlıklar falan yetmiyorlar artık İso, Ömer artık güvenilirlik arıyor. Sen de adamın bu arayışından boşluğundan yararlanıp ampul taktırma, var git yoluna.

*Nihan, biraz da Nihan’ımdan bahsedelim. Nihan: cennetten düşen kanka tanesi. Mükemmel insan. Belki Sanem Yeleş’e karşı duyduğum durdurulamaz sempatiden dolayı sevgim kar topu gibi büyüye büyüye de gidiyor olabilir. Ama kesinlikle dizinin en renkli en tatlı karakterlerinden. Pis görümce dediği Defne’yi henüz boğmadığı için de oldukça sabırlı buluyorum kendisini. Nihan Defne’nin her zor zamanında yanında, alyansını bile sattı Defne için. Ama kız isteme töreninde elinde telefon çıtçıtçıt mesajlaşan Defne, arkadaşının en mutlu gününde ortalıkta bile yoktu. Ömer bile ‘‘Bırak şimdi hadi gidelim,’’ diyor, bunun derdi gücü Ömer. Yahu tabii Ömer olacak da, bugün değil. Ha bu arada, günaydın, abin de evleniyor! Bir gel eve yardım et, süslen püslen sen damadın kızkardeşisin. İki gün önceden damardan sim alman lazım. Bir simli topuz bile yaptırmamışsın! Benim böyle arkadaşım üstünkörü yalandan giyinecek edecek, o gece yanımda bile olmayacak var ya, hırpalarım.

Ayrıca o güzelim elbiseyi de giymedin ya, artık altın gününde falan giyersin. Bundan sonraki ilk özel günün sünnet düğünü falan artık. Taktik teknik yapsan ne olur kızım, iyi dedi Nihan sana valla, burada hiç yazamayacağım elim varmıyor.