“Ömer ve Defne…”
Bu hikâyede her karakterin ayrı bir renk olduğunu ve her rengin önemli olduğunu, bunun resmin bütününü oluşturduğunu yazan benim. Hikâyede her renkten biraz olması gerektiğini, ama bazı renklerin daha fazla olması gerektiğini de yazan benim. O bazı renkler giderek azalıyorsa bunu da yazmak benim boynumun borcu.
Bir yıllık bir ayrılıktan sonra yeniden bir araya gelmişsiniz… Birbirinize deliler gibi âşıksınız… İnsan sevdiğine şöyle bir sımsıkı sarılmaz mı ya? Partide birbirinizle gözlerinizle konuşuyorsunuz. Buluşmak için fırsat yaratıyorsunuz… Sonra bir bakıyorum put gibi karşılıklı duruyorsunuz! Yahu bir sarılın be kardeşim! Özleminizi bir hissedelim. Ben demiyorum ki öyle hemen mıç mıç olun. Flört bile etmiyorsunuz ki siz! Koskoca 59 bölümde baş başa yediğiniz yemek bir elin parmaklarını geçmez. Bırakın yemek yemeyi dışarıda bir yerde oturup kahve içmişliğiniz bile yok. Nasıl çiftsiniz siz? Konuşmuyorsunuz, birbirinize dokunmuyorsunuz, flört etmiyorsunuz, ama çok âşıksınız! Bakın yanlış anlamayın vuslattan, öpüşmeden filan bahsetmiyorum. Sadece birlikte vakit geçirmenizden, duygu paylaşımından bahsediyorum.
Ben Defne ve Ömer’i bir çift olarak daha fazla görmek istiyorum. Öyle alevlenip alevlenip en top noktada vuslat olsun filan istemiyorum. Seviştiklerini bilmek zorunda değiliz ki… Öyle gözümüze gözümüze sokarak öpüşmelerine filan da gerek yok.
Ben aşka âşık bir kadınım. Çok şükür âşık olduğum adamla da 28 yıldır evliyim. Âşık olan insan nasıl davranır, neler hisseder az çok bilirim. Hep onunla olmak istersin mesela… Hep yanında olmak… Ne yapıyorsan birlikte yapmak… Heyecandan titrersin… Hayatı paylaşmak istersin… Çünkü hayat onunla çok daha güzeldir.
Defne ve Ömer başka bir vukuat olup da ayrılmadan önce (bugüne kadar hep böyle olduğu için yazdım bunu. Bir şey bildiğimden değil) biraz iki âşık gibi yaşasa artık… Birlikte dışarıda vakit geçirseler… Alışveriş yapsalar, yürüyüş yapsalar, bir cafede kahve içseler olmaz mı? Öyle ayaküstü değil de daha doğal bir şekilde konuşsalar. Şunu hatırlıyorum… Birbirlerini bu kadar seven ve değer veren bu iki kişi, geçmişleri ile ilgili hiç konuşmadılar mesela. Hatırlayın; Ömer annesinin ölüm yıldönümü için ortadan kaybolduğunda Defne nerede olduğunu ve nedenini öğrenmek için kırk takla atmıştı. Lütfen baş başa ve kaliteli zaman geçirsinler artık! Çok şey mi istiyorum? Valla çok şey istiyorsam da kusura bakmayın!