Dedesinin tehdidi altında eli kolu bağlanan Hazal, bu zoraki oyuna Gülseren’i arayarak başlıyor (tavırlar yine aynı ama; yani Gülseren’e donuk, zengin babası Cihan’a şen şakrak). Telefondaki sesinden bir sıkıntısı olduğunu anlayan Gülseren, Hazal’ı dükkana davet etti. Normalde bu teklifi asla kabul etmez Hazal ama şimdi durum başka. Ağlayarak girdiği dükkanda ağlamaya devam ederek sürekli kendi isteğiyle geldiğini savunan Hazal, aslında Gülseren'i harcayacak tiynette bir çocuk olmadığını gösterdi. Hazal dedesinin zoruyla istemediği işlere bulaştı. Hazal nevrotik ve kaprisli bir çocuk olabilir ama Gülseren'i ahlaksızlıkla suçlayacak kadar vicdansız değil. Hazal'ın da bir kırmızı çizgisi varmış demek. Hazal’a normalde ne kadar kızsam da Rahmi'nin zoruyla yapmak zorunda kaldığı şeylere ne kadar üzüldüğünü de görmezden gelemem.En önemlisi de bu konuda Rahmi’nin Hazal’ı bu tip piş işlerine alet etmesi...