Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Her yolu deniyor Ömer; elinden çekmeler, üstüne gitmeler, ikna çabaları, sarılmalar falan ama nafile "Belki arabada fikrin değişir," diyor ama nerdee illa gidip Fikret'in suratını gördürteceksin şu adama Defo tebriks. Eve bırakıyor bir de "Çok gecikme," diyor, ne o özler misin paşam ? Ayy tabii özleyecek Defne'sini, beni mi özleyecek bu adam? Benimki sırf kıskançlık, çaktırmıyorum.
Nihan'ın da gözler mübarek radar gibi kapıdan girer girmez "Bana bak sende bir şey var. N'oluyo? Bi şey olmuş," diyerek köşelere sıkıştırıyor kızcağızı. Neler olmadı ki Nihan, öğrenmesen çatlarsın valla ama öğrenirsen de bebeği sektiriverirsin diye korkmuyor değilim. "Biraz yakınlaştık," sözünden "OHANNES!" tepkisiyle bütün olayı şıp diye anlayan ve her saniyesini dinlemek isteyen Nihan'a bir kaç sözüm olacak izninizle: Canım istersen fazla zorlama, farkındaysan Defne şu an domates renginde, az daha üstüne gidersen buharlaşacak. Artık o zaman derdini eniştene anlatırsın, adam göremediği saniyelerin hesabıyla yaşıyor ama yine de sen bilirsin.
Koray'a ölüyorum biri benim üstüme Koriş fırlatsın en best kankası olucam. İstediklerini oldurtcam kimsecikler Koriş'imin makul ve mütevazı isteklerini yerine getirmiyor, ayıp ama. Şurda güzel bir kadın var dese hemen gidersiniz, erkek dansçı lazım dese hemen halledersiniz, yolar valla sizi. Haliyle Yasemin ve Koriş arasında olası bir savaşı önlemek için arada kalan Sinan oluyor; yani ne var Koriş'imin istediği çiçeklerden olsa hıı? Bitkisel hayata girdi Sinan, Necmi Amca’da bayılmaya beş kala Ömer geliyor. Normalde olsa asla böyle şeyleri kafası kaldırmaz Ömer'in ama sakince dinliyor, çözüm yolu buluyor, adam mutlu, stres gitti; aşk iyileştirir, aşk değiştirir diye boşuna demedik. Herkesler de bu kıza bir güzelleşmişsin değişmişsin falan diyor zaten. Ömer'in bakışları o sırada malum, kız yığılıvereyazdı o kolonya Koray'a değildi yanlış oldu Defne'ye boca edilecekti piliis. Arkasından en çok merak ettiğim konuşma yaşanıyor:
-Gittin mi?
-Gittim.
-N'aptınız?
-Bir şey yok.Gayet iyiyiz. Hayat güzel, gayet güzel.
Hadi söylesene Ömüş'cüm "Sinan senin bir yazlığın vardı ya hani artık yok, sabah belediyeden geldiler senin yazlık kentsel dönüşüme girecekmiş, bir depremi daha kaldıramaz dediler," desene; off hiç eğlenceli olmadı bu.
"Hadi yeter yeter çok çalıştın. Paydos." Paydos mu? Biz yaz günleri hava kararana kadar çalışan Ömer'ler görmemiş miydik, bu ne kaytarma aşkıdır? "Evlensek ya artık..En çok ben görsem seni.. Halledersin bence, kal bu gece," diyor, ışınlandık mı 17. bölüme? Fakat artık cevap hayır değil, her şey zamanla değişip rayına oturuyor; mutlu günler göreceğiz mutlu :)
