Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ben sevmekten hiç borçlu çıkmadım*
Sezon: 1 Bölüm: 41

Merhaba sevgili Kiralık Aşkseverler sınavlarım dolasıyla geçen haftaki vuslatı yazamamış olmanın verdiği hüzünle karşınızdayım fakat #seniseviyorum dediğimiz 41. bölümümüzde de konuşulacak, yazılacak, geçmişe gidilecek dejavu silsileleri yaşanacak pek çok yer var haydi başlayalım!

"Kaçırılmayan bahar.. Birbirini tamamlayan metaforlar.. İşaretler birbirini tamamlayıp bize büyük resmi verir.." başlangıç cümlelerim için Koriş'ten alıntı yaptım çünkü olay tam da bu.

Bir kase çilek, gömlek ve bir adet çarşamba cadısı görüyoruz ama kahin Ömer tarafından bu Tam 33 bölüm önce görülmüş, gören oğlumuzu aptal etmiş bir rüyaydı; hani sonunu göremediği. Sabreden derviş misali olmamış mı? Rüyadaki haliyle kalmıyor tabii İplikçi, iyice muzur hallerine bürünmüş. Hani meşhur bir soru vardır ya mutluluğun remini çizebilir misin diye, e karşımızda apaçık duruyor çizmeye ne hacet? Defne'sini ne kadar tanıdığını dile getiriyor "Mesela kızarıyorsun heyecanlanınca.. Mutluysan mesela ya da keyfin yerindeyse daha çok konuşuyorsun," afallıyor tabi bizim kız "zabaanan bu ne romantiklik" bakışıyla ve aynı romantiklik duygusuyla cevap veriyor domates diyor yeşillik, yumurta falan diyor bayağı romantikleşiyor yani.

Merak ediyorum Sinan sabah güneş gözlüğü takıp karahindiba üfleyecek ne yaşadın? Yok yok bahar çarptı bunu ama ciddi ciddi mutlu da. Keşke dertlerimiz de o karahindibanın yaprakları gibi olsa üfleyince uçup gitse. Öyle olmuyor işte süpürgesiz cadımız Sude, Yaso ve Sinan'ı öğreniyor o "Sen bana hiç yetmiyorsun," laflarını falan hiç duymasın Sude bence iyice kafayı yer. Zaten bir bayık bayık konuşmalar yine Yasemin'e bir şok etkisi yaptı bizleri hiç saymıyor "Evlencez biz," nedir? Bitmemiş hastalıklı takıntısı. Buluşacaklarını da duydu ya cadı kazanı is coming! Hani kuzeni Ömer'i çok seviyor, abisi gibi görüyor(!) ya bu çocuklukları bırakıp büyümenin zamanı güya gelmiş ya, yemeğe çağırıp evliliklerini kutlayacaklarmış ama tabii kardeşi gibi olduğundan Sinan'ı da çağıracaklarmış başka hiiç art niyet yok; adeta iyilik meleği Sude!! Defo'nun kafası şu kızın kafasının entrikaya çalıştığının onda biri  kadar entrikaya çalışıyor olsaydı şimdi İplikçi House'da bebek seviyor olacaktık; zalımsın dünya. Tabii Fikret'ten mekanın ayarlandığını öğrenince vuslatın hem mimarı hem katili oluyor Sinan; hayır yani şu adamsız bir işi de halledin. Ay bu adam çok şey mi istiyor? Alt tarafı işkolik Mr. İplikçi işe gitmek istemiyor; e madem gelsin bizim İplikçi'mizin 39.bölümdeki rüyası. Gerçekleştir hayatım, sana rüyalarını gerçekleştirmek yakışır. Şimdi kimse kimseye çamur atmasın, ikinizin de bir yoldan çıkası varmış. Defne Hanım’ın da işkolik olası gelmiş, neymiş patronu aşkmış ayrıca dünyanın en etkileyici adamıymış; biz bunları biliyoruz da Ömer'in nasıl hoşuna gidiyor... Tabii bunları da duyunca küçücük bir çocuk edasıyla "Kalalım bana ne beklesinler," diyor. Defne'ye de şaşırıyorum "Beni de yoldan çıkaraksın şimdi," dedikten sonra hala gitmekte kararlı oysa ben olsam "Ama ay bu bakışlar ne, adam yol mu kalmış ortada, hangi yoldan bahsediyoruz amaaan," der ve gitmezdim; tembellik ruhumda var.

* Özdemir Asaf

1 2 3 4
L'Appel du vide
12/04/2016 20:41
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR