Serdar:
Konu komşuya dert olan Kul Ahmet'in ceketi haline geldi senin beren. Kafandan ameliyatla alacaklar artık onu. Şimdi arkadaşlar şöyle ki; Serdar gibi adamlar yani düz adamlar, köklü bir değişim geçirdiyse ve de o değişmiş haline “çok iyi/güzel oldu” denmişse, bıraksanız ilelebet o halde kalacak adamlardır. "Tamam buna iyi dediler o zaman hep böyle kalmalıyım," derler. Etraflarindan biri çıkıp da"Öeehh yeter artık, çıkar şu kafandakini," demeden onu çıkarmak akılllarına gelmez çünkü. Benim Serdar'da en ifrit olduğum durum Defne'nin tek başına sırtladığı 200 bin tele'lik kamburu diline bile getirmemesi. Madem kredi mredi bişi alabiliyorsun o zaman niye borcunu sahiplenmiyorsun? Ev kuracak düğün yapacak, kıraathane devralacak ama Defne'ye itelediği borcun yanına bile uğramayacak. Ne güzel dünya be! Defne'nin veya Türkan Anne’nin bunu dillerine bile getirmemeleri zaten saçmalık. Normal değil anlıyor musunuz? Benim abim/kardeşim bana öyle bir borç sokacak, ben onu pışpışlıycam öyle mi? Yok ya! Yok öyle bir dünya! Bütün ailenin adamın borcunu sıfırlaması, kavga sebebi yapmaması Topal ailesinin gerçekçiliğini kökünden dinamitliyor valla. Bu bölüm Nihan’a yaptığı sürpriz tam "ayranı yok içmeye atla gider hacete" durumuydu. Serdar bir türlü gerçek olamayan bir karakter. Bu da onu seyrederken yüzümü buruşturmama yol açıyor. Bir sonraki bölüm Nihan'ı da alıp hikayeden çıksa, “Aaaa niye gittiler?” demem sanırım.