Ömer:
Şimdi beybisi içinden çıkan Don Juan'a romanlar yazmamak için yüzde ellimi zor tutuyorum onu bir diyeyim baştan. Kendinden emin, ne istediğini bilen halinle Defne’ciği manyak etmene ise 100 point verdim. Ya, sen bu anlaşmalı sevgililik olayını biliyorsun bence. Her bulduğun kuytuda kızı sıkıştırmana çokca laf eden olmuş ama ben rahatsız edici bulmuyorum bu durumu açıkçası. Aşık insan dokunmak ister çünkü. Eli kolu boş dursun istemez, sevdiceğine temas etmezse ölecek hastalığına tutulur çünkü o el kol. Tabii senin yaptıkların Defne'de aşırı doz şapşallaşma etkisinde oldukları için kıza da hak veriyorum. Ömer’ciğim; Sinan'ın Defne’ye yürüdüğünün farkındasın biliyorum; niye konuşmuyorsun canısı? Can kardeşin değil mi o senin? Sinan'a asistanlık yapması zoruna gitmiyor mu? (Bu arada senin yeni asistan vardı, ona n'oldu bu hafta?) Yasemin konusunda geri adım atmak istememen ile kalbimi bir kez daha fethettin. Sen vitesi beşe taktın dolu dizgin gidiyorsun ya, önüne trikotaj makinesiyle örülmüş kader ağları çıkaracaklar diye çok korkuyorum. Ömer ‘bebeyim’; o güzel sesinle yaralarını Defne'ye anlatsana, dinleyeyim. Bir de bebeğim çalışırken Pavarotti dinlemen ♡ ben. Dizideki en, een, eeeeennn sevdiğim sensin; öperim.