Ömer'in Defne'nin yanına gidip "Artık ben varım," demesiyle bırakmıştık 11. bölümü. Gönül isterdi ki o güzel hareketin devamını da izleseydik ama işte sabahına uyandık biz de Defne gibi. Ömer ve Defne'nin bakışmaktan ziyade birbiriyle uzun uzun konuştuklarını da görmek istiyor artık bu deli gönül. İkilimiz hariç maşallah herkes taramalı tüfek. Herkes konuşa konuşa anlaşıyor, bizimkiler bakışa bakışa. Tamam hınzırlar güzel de bakışıyorlar da, hani içimize işleyecek diyaloglar? Birbirleriyle ilgili bir şey söyledikleri zamanlarda da başkalarına söylüyorlar. Ortada büyük bir sır var ve Defne’nin bu yüzden 10 - 0 boynu eğik Ömer'e karşı; evet de, bari onun lafını kesmese de Ömer'i dinlesek. Aşkı, İso'dan Necmi'den veya Sinan'dan dinledik, Ömer'den dinleyemedik. Hatta biz hiç Ömer’i dinlemedik farkında mısınız? Hep başkaları anlattı Ömer'i. O hep susuyor, o hep duruyor. Susmasın çağıldasın Ömer, yeter gayrı. İstek peçeteme yazdıklarımla açılışı yaptığıma göre atomlamaya geçiyorum.