Emir, Yiğit’ten çıkardı acısını, çünkü ona göre tek suçlu Yiğit’ti ve onu cezalandırdığında her sorun çözüme kavuşacaktı ama Yiğit’in içindeki yangını söndürmesi o kadar kolay olmayacaktı. Bir kere daha yalnız kalmıştı, bir kere daha kapının ardında bırakılmıştı ve atacağı adımlardan sadece kendisi sorumluydu. Bir intikam meselesi vardı, Yiğit bunu kendi adalet terazisinde tartacak ve kendi uygun gördüğü cezayı verecekti. Hakkı’ya gitti önce, “Ben içimdeki yangını söndüremezsem, kimi yakacağım belli olmaz,” dedi. Sonra içindeki yangını söndürmek için yollara düştü. Hep özendiğim boyun kırma hamlesini yaparak Nihat’ın evine daldı, önünde diz çöktürdü. Hayır, tetiği çekmedi. “Seni süründüreceğim, zaten bu korku da sana yeter,” diyerek döndü arkasını, gitti.