Ve 15 Mart.. Bizim boncuk gözlü prensimize annesinin veda ettiği gün.. Bu yara hiç kabuk bağlamaz esasında, hep ama hep kanar durur ama bazı anlar, bazı zamanlar vardır iyice açar kendini oluk oluk kanamaya başlar yüreğinizde, hep duran sızı kalp ağrısına dönüşür ve kelimelerle de aranız yoksa, acılarınızı paylaşmaya alışmamışsanız, hiç yanınızdan ayırmadığınız yoldaşınız da yalnızlıksa, işte o zaman insanların sizi hiç bulamayacağı bir yere atmak istersiniz kendinizi. Bakmayın burada sayfa sayfa yazdığıma, genelde ağaçlara sığınan biri olarak bildiğim duyguları yazıyorum. Ömer de öyle yapıyor, annesi için yaptırdığı kavak ormanında o kavakların çıkarttığı ahenkli seste annesini duyuyor, onlu yaşlarda bir çocuk oluyor o sıra, annesiyle anıları geliyor gözlerinin önüne "Kızdın mı?" diye soran o masum çocuk var karşımda. Zaten nerede çalsa gözlerimin nedensizce dolduğu Sezen Aksu'nun Kavaklar şarkısı çalıyor, boncuk boncuk gözlerinden yaşlar akıyor, acı içime daha bir işliyor, o sessizce ağlarken ben o sırada hıçkırıklara boğuluyorum. Ah be adam dayanamıyorum da seni öyle görmeye ama böyle de güzel ağlanmaz ki, bu kadar da geçirilmez ki duygular izleyicilere, sen sustun ama ben rahat iki saat daha devam ettim, onu ne yapcaz? Ağlayarak beni de ağlatan, tekrar izlemeye yüreğim dayanabilir mi diye emin olamadığımdan ikinci kere bile izleyemediğim oyunculuğuna şapka çıkartıyorum Barış Arduç artık yıllar da geçse unutmam seni.
11 yıldır o gün ışıkları kapatıp karanlıkta oturan Ömer'in hayatının aydınlık yanı Defne, geceye güneş oluyor bu sefer. Önce bahçe lambalarını açıyor, ardından elinde tüm Kiralık Aşk severlerin 38 bölümdür içine dert olan, ağız tadıyla yenilememiş pazı sarmasıyla kapısında beliriyor Ömer'in. Öyle bana bunu anlatmadı diye gurur falan da yapmıyor,"Ben biliyorum bu günün senin için ne anlama geldiğini," diyor, o kavak ağacının dibine çöküp kalmış masum çocuğun ellerinden tutup düştüğü yerden kaldırıyor "Artık yalnız değilsin, ben varım… gülerken de ağlarken de ellerini ben tutacağım, hiç bırakmayacağım," diyor. Bana sorsanız bunca bölüm içinde Defne'nin en yerinde hareketlerden biriydi bu, dediğim gibi insan kaçma ihtiyacı duyuyor ama belki de karşımıza kaçmak istemeyeceğimiz, yaralarımıza dokunmasından gocunmayacağımız biri çıkana kadardır bu. Bu sahneden sonra dedim ki bırak sırrı falan, işte tam olarak şimdi Defne ve Ömer oldular.
Ama şimdi bölüm de güzeldi yani; ben o ışığı gördüm.Yazıda da tekrar tekrar bahsettiğim gibi hepinizin oyunculuklarından öpüyorum, harikuladeydiniz. Herkesin yüreğine sağlık. Sevgiyle kalın.
* Özdemir Asaf