* Defne’cim gerçekten de ateşle oynuyorsun, elini ateşe sokup çıkarıyorsun, kendini alazlıyorsun kızım. Ömer’in senelerdir içinde tutuğu libidosu anladığım kadarıyla oradaki herkese yeter. O ormanı yakar o yakar. Zamanında ateşe yürüyenleri gördük, rahmetli Bihter’i, halıfleks sakallı Behlül’ü gördük. Allah ilk sezon sonuna benzetsin de, ikincisine benzetmesin diye seçenekli bir dua ediyorum şu an. Yürüyün, yakın, yaaaaansın pololeylilernezlerköyler. Ne demiş Edison; ‘‘Sevişin, ortam da güzel çayır çimen çiçek hazır.’’ Ama yine de kızı alıp gidiyor her sahne sonunda be kardeşim. Asistan diye canını mı alacan anlamadım ki, yahu benim Ömer Bey’le daha çok samimiyetim var diyemiyor musun? Onunla sandal küeeeyfisi yapıcam sanane sanane. Hayır bir de Sinan o kadar şeker bir karakter ve Salih Bademci’ye bayılırım, soğudum resmen. Kertenkele olsam lizozomla kuyruğumu oracıkta bırakıcam sinirimden.

* Serdar’ın kafasından çıkmayan bere. İçinde yetiştirdiği illegal maddeler. Evcilleştirdiği pireler. Bu bir dramdır.

* Ömer’in yaz vakti hırkayla gezmesinin bir sebebi varmış, oraya not koyulacakmış. O not Ömer’in hiç eline geçmedi ki, ne yaptın kıza çip mi taktın da buldun ormanda. Yasemin’in sevimli telaşını görmüş olduk neyse ki. Bu arada; ‘‘yav bu Yasemin size ne etti la!’’ ahahaahaahahah. Kardeş kaç kurtar kendini. Dedikodu müessesesini resmen serum yapıp koldan verdiler sana. Kordonu koluna bağladın sıkıca da aşırı dozdan gittin gibi oldu. Git bi toprağa neyin bas, otostopa tövbe et.