Ayşe ve Baran kaybolduğunda nehrin kenarında bekleyenlerin aksine Sibel kendini direkt nehre atmaya kalkmıştı. Ve Kasım o kadar iyi biliyor ki Sibel'in ne yapacağını, diğerleri kendi hay huyundayken o gözlerini ayırmadan farkedip yakalamıştı onu. O sahne Kasım'ın Sibel tutkunluğunun raddesini gösteren bir nüans bence.
Aaa, bak o sahne de favorilerimden. Çekerken tam anlamıyla Sibel gibi hissettiğim sahnelerden. Zaten biz böyle draması yüksek sahnelerde ekipçek kendimizi kaybediyoruz galiba.
Ahahahah, nasıl yani?
Şöyle ki; yönetmenimiz Murat Saraçoğlu bizleri çok yükselten bir hoca. Herkesin bu kadar sahici performanslar çıkarmasında çok büyük katkısı var. Artık o bizi nasıl yükseltiyorsa, o tür sahnelerde gerçekten yerlerde sürünüyoruz. Hepimizin kollarında, dizlerinde çürükler vardır. En son Hilal'le, yani Özlem'le kavga sahnemiz vardı. Suratına kapıyı kapatmam gerekiyor, nasıl kendimi kaybetmişsem kafamı kapıya sıkıştırdım. Hatta bölümde bile vardı o an. O kavganın çürükleri hala geçmedi, düşün biz 48'i çekiyoruz. (Fotoğraflarını çekmedim ama gerçekten her yeri çürük içinde arkadaşlar.)
Ahahhahaha, bayağı ciddi ciddi, pata küte dalıyorsunuz birbirinize yani? (kahkahalar)
Yok o kadar değil tabii de MIŞ gibi yapmamaya azami dikkat ediyoruz.