Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
RÖPORTAJ
Karadayı’ya veda!

Kenan İmirzalıoğlu: Bu sevdanın bende izi kaldı

En kısa işin iki sene sürüyor, Karadayı üçüncü yılında final yaptı... Bir sırrın var mı?

Şu dönemde bir diziyi üç yıl devam ettirmek mümkün değil. Çok şükür üçüncü yılın sonuna, zirvede ve alnımızın akıyla geldik. Ne mutlu bize. Bir taraftan da bu işler kısmet. Yarın öbür gün benim de dizim yayından kalkabilir ama bugüne kadar böyle bir şey yaşamadım. İnşallah böyle devam eder. Bir çok dizi yayına giriyor, emek veriliyor ve dört-beş bölüm sonra yayından kalkabiliyor.

Nasıl hissettiriyor dizinin bitişi?

Biraz mezuniyet gibi. Üniversiteden mezun olursunuz, okuduğunuz sürece amaç finale ulaşmaktır ya, şimdi sonu geliyor ama mezun olup arkadaşlardan ayrılmanın burukluğunu yaşıyorum. Diplomayı almanın onurunu ve gururunu yaşıyorum ama buruk ve hüzünlüyüm. Bunu alnımızın akıyla bitirdik, önümüzdeki işlere bakacağız.

Anılar birikti mi?

Bu iş adaleti arayan ve sorgulayan bir işti. Adalet misyonu çok önemliydi. Bir de Mahir Kara'nın Feride'ye olan sevdası inanılmazdı. Bir kadın nasıl sevilir, nasıl aşık olunur, nasıl cümleler kurulur, Mahir gibi güçlü, dışardan bakıldığında maço diyeceğimiz bir adamın, 'Ben benin kulun da olurum, kölen de olurum' demesi... Feride Mahir'e, 'Ne oldu Mahir Kara, biz seni kabadayı bilirdik' diyor, Mahir de, 'Bir dilbere aşık oldu ahu gözlü, ondan sonra muma döndü' diyor. Bir erkeğin kendini böyle ifade edebiliyor olması çok özeldi. Önceden böyle diyalogları söylemekte zorlanırdım ama Mahir'e o kadar çok yakışıyor ki bu cümleler... Bir taraftan dünyaya meydan okuyor ama Feride'nin gözlerinin içinde eriyor. Bu sevdanın bana bir izi kaldı. Mahir'in aşık olma şeklini çok sevdim. Herkes seviyor da, nasıl sevdiğin önemlidir ya aslında. O iz ben de kaldı.

Açlığa dayanamamanla ilgili herkesin söyleyeceği bir şey var... Üç yıl boyunca mevzu olmuş açlık durumun...

Bende hipoglisemi olduğu için, çok zordu. İlk iki sene 'İlk işim karnımı doyurmak, ikinci işim oyunculuk' derdim. İki saatte bir bir şeyler yemem gerekiyordu. Yoksa kalıyordum, ezberimi unutuyordum. Bir anda fiş çekilir gibi oluyordu. Farkında olmadan agresifleşiyordum, sinirlendiğim zamanlarda da Bergüzar uyanıyordu duruma, 'Kenan'a yiyecek bir şey getirin' diyordu. Bu senenin başında, aç karnına çörekotu yağı kullanmaya başladım. Bundan sonra ekiple birlikte yemek yiyorum, onlarla birlikte acıkıyorum.

Bergüzar Korel'i sette koşturmuşsun... Kartopu fırlatmışsın arkasından...

Uykusuz gecelerin sonunda birimizden biri düşükse, diğerini ayaklandırmak için bir şeyler yapıyorduk. O konularda çok akıllı durmuyorum açıkcası. Onun da anlattığı gibi, uykusuz olduğu bir çekim günüydü, uykusu olduğu için sahne düşük oluyordu. kaldırdım, yüz metre depar attırdım, kendine geldi. Kar gördüğümde çocukluğum aklıma geliyor, köyde de büyüdüğüm için yaptığım kartopu da sert olur. Bergüzar'ın arkasından attım, sırtına geldi. Neyse ki bana karşı sabırlı ve toleranlıydı. Aramızda uzun süren küslük olmazdı. Zaten ben dayanamam uzun süren küslüğe. Çok keyiflidik. Tam ekip gibiydik, herkes enerjisi düşük olanı yükseltmek için elinden geleni yapardı. O yüzden de, bu sinerji ekrana da yansıdı.

Ne yapacaksın şimdi?

Bir süre dinlenip, ekrana dışardan bakmak istiyorum. Bu sürelerde dizi yapmak istemiyorum. Sektörün bu çalışma şekli değişmezse, diziler 60 dakika olmazsa dizi yapmayacağım. Çünkü birilerinin bunu yapması ve söylemesi gerekiyor. Şu anda 85 ülkeye dizi satıyoruz, bu şekilde gidersek bu pazara kaybedeceğiz. Bu aslında kendimden daha çok sektör için yapılan bir hareket. Bir dönem Brezilya dizileri izlerdik, ortadan kalktı. Kendilerini yenileyemediler. Daha iyi işler yapamadılar. Amerika'dan sonra dünyada en çok dizi satan ülke Türkiye, biz hazır böyle bir gücü elde etmişken, bunu daha verimli hale nasıl getiririz diye düşünmemiz lazım. Tek yapılması gereken kreatif insanlara biraz zaman tanınması.

En zorlandığın sahne hangisiydi?

Bu senenin başındaki sahne... Çok ağırdı. Anne ve yeğen kaybedilmiş. Mahir Kara evleneceği gün, bunları yaşadı. 10 gün çok zordu, her sahnede ağlıyordum, başım ağrıdı o 10 gün. Samimi olması için içinde olman lazım. Mahir'le yeğeninin arasında geçen, yeğenimle geçen sahneleri düşündüm; onun bana 'Karadayım' deyişini düşündüm. Onlar çok dokunaklı hale getirdi.

Kolay ağlar mısın?

Özel hayatımda çok kolay ağlamam. Duygusalımdır, gözlerim kolay dolar ama ağlamam. Ağlama işini sette hallediyorum.

1 2 3 4
YORUMLAR



DİĞER RÖPORTAJLAR