.

Özellikle en iyi film kategorisinde yarışan filmlerle ilgili izlememiş de olsa bilginiz olsun. Hem ortamlarda hava atarsınız hem de esprilerden geri kalmazsınız. Şöyle ki: American Sniper için “Amerikan propagandası yapıyor, hiç sevmem,” Birdman için “Paramparça Aşklar ve Köpekler'den sonra yönetmenin en iyi filmi”, Boyhood için “Adam 12 yılda çekmiş ama ben biraz sıkıldım yine de emeğe saygı,” The Grand Budapest Hotel için “Çok eğlenceliydi, Wes Anderson gerçek bir dahi,” The Imitation Game ile ilgili “Alan Turing çok büyük adammış, başına gelenlere çok üzüldüm,” Selma’ya “Çok underrated film abi,” The Theory of Everything’e “Aktör müthiş bir fiziksel dönüşüm geçirmiş,” Whiplash içinse “JK Simmons’ın peformansına bayıldım,” “Kan-Ter-Gözyaşı” gibi şeyler diyerek konuyu geçiştirebilirsiniz; kimse fark etmez izlemediğinizi.

.

Underrated ve overrated kelimelerine hakim olun. Underrated, hak ettiği değeri görmemiş; overrated ise hak ettiğinden fazla değer görmüş demektir. Evde alıştırma yapın, şu cümleleri sıklıkla tekrarlayın: “Wes Anderson çok underrated bir yönetmen,” “Boyhood biraz overrated değil mi sizce de?” İkisini de sıkılmadan söyleyebildiyseniz, hazırsınız demektir.