Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Kadınsan iki seçeneğin var; ya taciz ya ölüm!

Dün sabah haber sitelerine bir oyuncu adayının ölüm haberi düştü. Adı Gülay Bursalı. Haberlerin genelinde ‘’genç dizi oyuncusu tacizden kaçmak için intihar etti’’ başlıkları vardı. Açıkcası Gülay hangi dizilerde ne rollerde oynamıştı bilmiyorum. Muhtemelen bölümlük figüranlık falan yapıyordu. Haberler detaylandıkça öğrendim ki; Aydın Üniversitesi’nde okuyormuş. Belki de ders aralarında bizim cafe’ye gelen genç kızlardan biriydi diye düşündüm. Belki cafe’ye girdiğinde Gülay’a ‘’Hoşgeldiniz,’’ demişimdir,  hesabı öderken tüm genç ve neşeli misafirlerimize yaptığım gibi, ‘’Saçlarınız çok güzelmiş, bugün çok şık olmuşsunuz, hangi bölümde okuyorsunuz?’’ diye sormuşumdur. Keşke bütün genç kızların güzel yüzlerini hafızama kazıyabilsem. İyi ki hatırlayamıyorum. Yoksa daha çok üzülecektim. Sanki bundan daha fazla üzülünebilecekmiş gibi. Gerçi yeteri kadar üzülüyor muyum diye utanıyor insan. Bu kadar üzülmek kâfi mi ki? Ama demek istediğim bu değil.

Gülay’ın ölüm haberinin sosyal medyada haber sitelerinde servis edilme şeklinden kaçımız rahatsız olduk? Kaçımız aklımızdan ‘’günlük kiralanan evde ne işi vardı?’’ diye geçirdik? Hadi biz bizeyiz burada dürüst olalım azıcık. Geçti değil mi aklımızdan? Çünkü toplumsal kodlarımız bozuk bizim. ‘’Onun da o saatte orda ne işi varmış?’’ demek genlerimizde var. Çünkü hala ve hala sevmek, sevişmek ahlaksızlık bu ülkede. Toplumca  ardını eşeleyip geçmişini arsızca ve dahi ahlaksızca kurcalamadığımız tek ölüm haberi yok! Polis gaz atarken niye ekmek almaya sokağa çıktı dediğimiz çocuk ölümleri var. ‘’Ben demedim,’’ deyince temizlenmiyoruz hiçbirimiz.

Gülay’ın ölüm haberini tacizden kaçmak için intihar etti diye büyük punto verip hemen altına, devamına tuttuğu günlük evin emlakçısından kaçıyordu diye yazmak, haberi böyle servis etmek, tam da bizim insanımıza göre. Gülay'ın ölümünün aslında intihar değil cinayet olmasının zerre önemi yok artık arsız okuyucu için. Çünkü artık ‘’sevgilisi ile tuttuğu günlük ev’’ ibaresi dönüyor beyninin boş odalarında. Gülay’ın nasıl bir korku içinde kendini boşluğa bıraktığını tahayyül bile etmeyecek. İki iri yarı erkeğin kuş kadar kızın ırzına geçmek için canavarca nasıl saldırmış olacağı aklının ucuna bile gelmeyecek. Çünkü onun beyninin boş odalarında  ‘’sevgilisi ile tuttuğu günlük ev’’Gülay’ın taciz ya da tecavüz edilmesine olur veriyor.

Gülay Bursalı’nın bu fotoğrafı, “Çırılçıplak intihar eden dizi oyuncusu bu pozları vermiş” başlığıyla servis edilen, sıradan instagram fotoğraflarından biri arasında yer alıyordu.

Bir gün önce üstü kapatılan tecavüz davası için twitter kullanıcıları ayaklandı. Twitter akışıma düşen ensest taciz tweet’inin şoku ile boşlukta yürür gibiydim tüm gün ve Gülay’ın ölüm haberi düştü yine akışıma. Üzülmek kâfi gelmiyor artık. Küfrediyorum kesmiyor. Düşünüyorum; Ana haber anchorman’lerimizden birinin ahlaksız tavsiyesi ile mi başladı acaba her şey? (tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın) Yok yok başta dediğim gibi ahlak kodlarımız bozuk bizim. ’’Beni ilgilendirmez, yargılamak bana düşmez’’ demesi gereken beyin nöronlarımızı toplumca aldırmışız. Bu çaresiz kuşların ölümlerinin arkasından yaptığımız tüm iğrenç yorumlar yüzünden asla da düzelemeyeceğiz. Hak etmiyoruz da.

Sevgili Gülay; Keşke yakınında olup seni koruyabilseydim. Taciz korkusuyla kendini boşluğa bıraktığın o anda elini tutabilip seninle boşluğa süzülebilseydim. Zira kadınlara; tecavüz kaçınılmazsa zevk almayı reva gören insanların milyonları bulduğu bu ülkede sana ‘’dur güzelim atlama, yapma!’’ diyecek yüzüm yok. Nur içinde yat!

YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI