Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
YARASALARIN KRALLIĞINDAN, AKBABALARIN ÇÖLLERİNE…

“Ah senin bu muhallebi kafa ah senin medya kafa, Ah senin makina kafa akıbetin kuru kafa..”

Bir kesim arkasından teneke çalarak “sonunun başlangıcı geldi!” diye sevinse bile ben onlardan biri değilim. Nasıl yaptığı önemsiz, hayatıma birçok şey kattı Sayın Bayülgen. O kadar da kötü kalpli biri değilim başarısız olanın ya da hayatında büyük bir çukur açan birinin arkasından sevinemem. Olanları hafife alıyor değilim, sadece insanın doğru yapabildiği kadar hata da yapabileceğini savunuyorum. Değerlendirmek çok kişisel bir şeydir elbette kimseyi niye teneke çalıyorsun ya da çalmıyorsun diye parmağımı sallayarak kovalayacak değilim. Baba olmak mı, yaş almak mı ya da bir sürü başka şey mi etkiledi onu, bunu bilmiyorum. Kendisini yakından da tanısam bilemezdim insan kendi içinde bir sürü sır saklayan garip bir organizma. Ruhu şu an dipsiz uçurumlarda geziyorsa bunun için kendine sadece şunu söyleyebilirim, pişmanlığın ya da öğrenmenin yaşı yoktur. Yaşayıp öğreniyoruz birbirimizi, keşkeler olmadan daha da çok severdik birbirimizi. Kendisinin ‘kendini’ anlattığı bir röportaj ile bitireyim yazıyı.

“Unutamadığım hiçbir arkadaş yok. Unutamadığım hiçbir şey yok. Hep daha iyisini yaşadım. Benim gayretim budur. Sırf bitireyim diye bir tırtıla bile dönüşebilirim ben. Kurbağadan prense ve prensten tekrar kurbağaya. Mesela kadınları terk edemem ben. Hepsi de bunu bilir. Çok pis bir numaradır. Sonra ne arar, ne de sorarım. Başta çok zevk alırlar bundan. Ama sonra bir bakarlar ki, uçup gitmişim hayatlarından. İlişkilerimde yaptığım tek akıllılık bu işte…”

1 2 3
Nida Fındık
10/01/2014 17:20
YORUMLAR




DİĞER HABERLER