Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
YARASALARIN KRALLIĞINDAN, AKBABALARIN ÇÖLLERİNE…

“Geçip giden zamanın peşinden telaşe koşuyorsun Bilmediğin hazın arayışından tembelliğin arasından…”

Okan Bayülgen, daha önce kaldırıldığı ilan edilen Makina Kafaprogramıyla bu gece ekrana dönerken, onun programlarıyla büyümüş genç neslin bir üyesi, kişisel Bayülgen tarihini yazdı.

“Ağla sevdam, ağla
Ağla, zorba bu dünya
Ağla, susma ağla
Ağla, ağla

Kördüğüm çember dört duvar
Can evinde bıkar, can uçar
Boş kalır o hanlar, saraylar…”

Ağır Roman üzerimde etkisini asla kaybetmeyen, her izlediğimde beni tabandan tavana çalan bir film. Aklına gelenin, çekenin, oynayanın ve hatta destek olan sokakların ellerine sağlık, hayatıma imza atmayı başardılar. Şu an emeği geçen insanlardan tek bir tanesini bile sevmiyor olabilirsiniz ama bugüne kadar filmi izlemediyseniz hayatınızda bir ‘damar’ eksik sayılabilir. Salih kitabı okuduğumda, filmi izlediğimde aklıma mıh gibi çakılan bir karakter, Okan Bayülgen ile tanışmam film sayesinde oldu desem yeridir, radyo dönemlerine yaştan ötürü yetişemedim. 1991 yılında Kent FM’de Son Saatler adlı programı yaptığında ben beş yaşında idim, yüksek ihtimalle dinlesem bile ne dediğini anlamazdım.

1997 yılına dek tiyatro ve radyoculuk işleri ile meşgul oldu, adı geçen yıl ise Gece Kuşubombasını patlattı. Benden büyük kuzenler, babam hatta annem yayınlandığı her gece onu izlerken ben on bir yaşındaydım. Kimi zamanlar yalvarırdım anneme izleyeyim ne olur diye, arada izin verirdi. Çok bir şey anlamasam da birilerine bağırıp telefondan alması bana oldukça komik gelirdi. O dönem bu asi ve kaba tabirle çılgın hareketler çok dikkat çekiyordu, Okan Bayülgen’in o noktadan sonra aklını kullanıp alıp yürümemesi imkânsız gibi bir şeydi. Aynı seneAğır Roman sinemalara geldi, ben filmi 2000 senesinde izleyebildim, sevgili annem ve halam sert bir sesle “İzlesen bir şey anlamazsın, sonra büyüyünce!” demişlerdi. İşte o sene yani on beş yaşımdayken ben Okan Bayülgen ile aslen tanışmış oldum, yaşın da getirdiği bir coşku ile kendisine bayıldım! Sonrasında ciddi bir fanatizm gelişti, ne yapsa izlemeye başladım. İstanbul Kanatlarımın Altında’yı izlerken bacağından neden vurulduğunu anlamam hiç zor olmamıştı gerçi, kendimle gurur (!) duyuyorum.

1 2 3
Nida Fındık
10/01/2014 17:20
YORUMLAR




DİĞER HABERLER